Selam herkese!
Yaklaşık iki ay evvel göründüğüm doktor bende şizofreni belirtileri olduğunu söyleyince (daha sonra göründüğüm başka bir doktor aslında hasta olmadığımı söyledi) bu kitabı okumak ve az da olsa içimde bulunduğum durumun özünü, aslını öğrenmek istedim.
Bu kitapta şizofreni teşhisi konulmuş ve akıl hastanesine yatırılmış 16 yaşındaki Deborah'ı okuyacaksınız.
Gerçek dünya ve onun kendi kurduğu "Yr" dünyası arasında gelgitler yaşayacaksınız. Bazı sayfalarda Sansür'ün, Lactamaeon'un, Anterrabae'nin cümlelerinin altını çizmedim değil. Bir bakıma dış dünyaya karşı güvensizlik hisseden Deborah'ın kendi yarattığı dünyasına ait hissettim kendimi.
Yaşadıklarını, bazı tedavi yöntemlerini okuduğumda aslında toplumun soktuğu kalıplara sığmadığını, kurduğu cümlelerden en az diğerleri gibi sağlıklı ve 'normal' olduğunu düşündüm.
Dış dünyaya güvenmiyor oluşuna ve kendi dünyasıyla kurduğu o sağlam ilişkiye baktığımda, 'iyileşmek' adına ve 'gül bahçesi' olmamasına rağmen gerçeklikle, dünyayla barışma adına verdiği savaşı duygulanarak okudum.
Okurken sıkılmadım, bilakis büyük bir keyifle ve dikkatle okudum. Okumak isteyenlere, erteleyenlere tavsiye ediyorum.
Keyifli okumalar dilerim...