Kimse beni saçmalamakla suçlamasın.İçimden bir ses bana diyor ki,insanlar sadece yakınlarına çekmiyor,adlarını taşıdıkları kişilere de çekebiliyorlar,hatta o kişiler kurgu karakterler olsalar bile.
Dünyanın en bahtsız insanı elbette değildim ama kendimi bildim bileli sonu gelmez bir arayış içindeyim.Beni sevenleri ben sevmedim,benim sevdiklerim de beni sevmediler nedense.Ne zaman "işte budur" dedimse,nihayet nafeslenip bir erkekte karar kıldımsa,hatta iş hayatımı yoluna koyduğumu sandımsa,karşıma hep bir sorun çıktı.
Şansımın yaver gittiği hiç mi olmadı?
Oldu belki,fakat sürekliği olmadı.Umutla başladığım her ilişkide ve her elimi attığım işte,bir süre sonra hüsrana uğramak kaderim oldu adeta.
Ruhum hasta.Uzun bir zamandır hasta ruhum.Hapishane hücresi de olabilirdi,çünkü suçluyum aynı zamanda.Gerçeklerle yüzleşemediğim için suçlu ruhum.Bedenimse,hasta ve suçlu ruhumun taşımaktan çok yorgun.
Üst üste yığıldıkça yığılan zaman her an sizi gafil avlamaya hazırdır.Geçmiş şimdinin içinde yaşar,yinelenir,tekler ve size artık olmayan şeyleri hatırlatır.
Biz o kadar uzak olduğunu zannederken,geçmişin bu kadar yakında olması ne tuhaf.Bir cümleden fırlayıp sizi çağırıvermesi tuhaf.Her bir nesne ve sözcüğün,içinde bir hayalet barındırabilmesi tuhaf.