Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Simay Gencel

Simay Gencel
@simaygencel
Puanlamalarım ve incelemelerim asla objektif değildir, tamamen paşa gönlüme göre değerlendirme yapmaktayım.
Marsha gibi kaygılı-kaçıngan ilişki içindeki insanlar "krallara kraliçelere layık bir yakın çevre"nin varlığına inanmaz ve herkesin aynı yakın çevre deneyimini yaşadığını düşünürler. İnsanların kapalı kapılar ardında yaşananlar konusunda dürüst olmadığını varsayarlar. Fakat biz söylüyoruz ki, böyle bir yakın çevre var ve çok da az rastlanmıyor.
Sayfa 185 - Aganta Kitabevi, 17.BaskıKitabı okuyor
Reklam
Makinenin insanlığın kurtarıcısı olduğunu, insanı sordidae artes'ten (pis işler) ve ücretli işten kurtaracak, ona boş vakit ve özgürlük verecek Tanrı olduğunu hâlâ anlamıyorlar.
Sayfa 42 - Türkiye İş Bankası Yayınları, 5. BasımKitabı okudu
...İngiltere hükümeti, katı bir biçimde uyulmasını sağladığı bir yasayla, günde on saatten fazla çalışılmasını yasakladı; ama bu yasadan sonra da, öncesinde de olduğu gibi, Ingiltere dünyanın birinci sanayi ülkesi olmaya devam etti.
Sayfa 28 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bay Leroy-Beaulieu, "Büyük bir Belçikalı sanayicinin gözlemine göre, bir günlük bayram tatili denk gelen haftalardaki üretim diğer olağan haftalardakinden daha düşük olmuyor," açıklamasını yapıyor."
Sayfa 28 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
...tutkumun sadece körelmiş olduğunu, toplumsal çılgınlık tarafından, dayatılan centilmenlik ideali tarafından çiğnenmiş olduğunu anladım ... Ah, canlılığım her zaman vardı elbette, sadece yaşamaya cesaret edememiştim, kendimi boğazlamış ve kendimden gizlemiştim; fakat şimdi bütün o baskı altındaki güç patlamıştı, yaşam denen o zenginlik, o tarifsiz kudret bana galip gelmişti.
Sayfa 36 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 28. BasımKitabı okudu
Reklam
Bir sabah aynada şakaklarıma düşen ilk kırlarla karşılaştım ve gençliğimin artık beni bırakmaya hazırlandığını anladım. Fakat başkalarının gençlik dedikleri şey benden çoktan geçip gitmişti zaten. Böylece bu vedalaşmayı da özel bir acı duymadan atlattım, çünkü kendi gençliğimi bile yeterince sevmiyordum.
Sayfa 10 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 28. BasımKitabı okudu
O da kadınların çoğu gibi tümüyle başkalarının ruh halinden beslenirdi. Arzulandığı zaman güzeldi, zeki insanların arasında nüktedandı, gururu okşandığında kibirliydi, sevildiği zaman aşıktı. Ondan çok şey istendikçe o daha fazlasını verirdi.
Korku cezadan çok daha beterdir,çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir
Yaşamanın amacı kişinin kendini geliştirmesidir.
Sayfa 30 - Lord Henry, Can Yayınları, 47. BaskıKitabı okudu
O kış herkes üşüdü, Dirmit üşümedi. Kara sivilceli oğlanı düşüne düşüne, için için yandı. Evin içinde deli gibi bir o yana, bir bu yana savruldu. Sivilceli oğlanla uyudu, sivilceli oğlanla uyandı. Onunla bir kaşıktan yemek yedi, bir bardaktan su içti. Onu görmediği gün yanına yanaşanı it gibi kaptı. Kapıları bağıra çağıra Atiye'nin yüzüne çarptı. Suratını astı. Yüreği uçup gidecek diye korkusundan elini yüreğinin üstüne bastıra bastira dolandı. Dolana dolana evin içinde adını "Leyla"ya çıkardı.
Sayfa 84 - Can Yayınları, 17.baskıKitabı okudu
Reklam
Sonunda Kay telefonu Gavin'ın yüzüne kapamıştı. Tam yirmi dört saat boyunca artık ilişkilerinin bittiğini dü- şünen Gavin, istediği bu olsa da rahatlamak yerine korkuya kapılmıştı .. Belki de kadın onun arkasından konuşmaya başlamıştı bile; Gavin, Kay'in telefonda söylediği bazı sözleri Samantha'ya veya şarküteride çalışan meraklı yaşlı kadına tekrarladığını hayal ettikçe ürperiyordu. "Ben sırf senin için kızımın düzenini bozup, işimden ayrıldım, buraya taşındım; bir de kalkmış bana para ödemek zorunda bile olmadığın bir fahişeymişim gibi davranıyorsun." Insanlar Gavin'ın kötü davrandığını söyleyeceklerdi. Belki sahiden de kötü davranmıştı. Bir noktada geri çekilmeyi bilmeliydi herhalde, ama o kritik noktayı görememişti.
Doğan Egmont, Mart 2013, GavinKitabı okudu
Dirmit o bahar, geceleri yine tulumbanın başına in- di. Şafakla beraber suyollarından geçip köyün bahçeleri- ne girdi. Bir pürçelik toplamaya gitti, bir akkayanın ya- macında kangal kesti. Çedene tarlalarında döne döne kuş yuvası aradı. Ama bir türlü öğretmenini aklından çı- karamadı. Rüzgâra sordu, bulutlara sordu, göçmen kuş- lara sordu. Sonunda gelip evlerinin çatal kapısının önüne durdu. Bağıra bağıra, gelip geçen atlının yolunu çevirdi. Ellerini kaldırıp kamyonların önüne geçti. Köye gelen çerçiye, çadır açan Çingene'ye, "Komünist ne?" diye sor- du. Atiye oklavayı çekip Dirmit'in peşine düştü. Bir, ağı- lın başına kadar kovaladı; bir, taşladı. Yalvarmayla ağla- mayla kızını bu meraktan kurtaramayacağını anlayınca, "Aha komünist, geberesice," diye ona bulutları yara yara köyün üstünden geçen bir uçağı gösterdi. Dirmit annesi- ne inandı, "komünist'i uçak sandı.
Sayfa 52 - Can Yayınları, 17.baskıKitabı okudu
Öfke Problemi
Saldırgan eğilimli insanların olumlu duygular taşımadığı söylenemez. Üstelik, kendilerine saldırılmakta olduğuna inandıklarından, olumlu duygularını karşılık görmediğinden yakınırlar. Bu tür insanların yok yere başlattıkları savaşlara katılmak, kendimizde de bir öfke birikiminin var olduğunun göstergesidir. Bir savaş başlatmak isteyen insanın bu oyununa katilmamayı başarabildiğimizde, karşı taraf kendi senaryosuna gerçekleştirmek için bir süre daha kışkırtıcı davranışlarda bulunabilir. Ama kararlılığımızı sürdürebilirsek korkusu giderek azalir ve sonunda kendisine ulaşabilmemizi sağlayacak yol da açılmış olur. Yıkıcı senaryolara katılmamayı başarabilmek etkin olma kavramının en önemli boyutlarından biridir. Ama pek çok insan için saldırganlık ile etkinlik eşanlamlıdır. "Düşmanca ve saldırgan eğilimler taşıyan insanlar bu eğilimlerinden arinabilirler mi?" sorusunun yanıtı bu insanların tümü için olumlu olmayabilir.
Çoğumuz, aşkı anlamadığımız için, ne gibi beklentiler içinde olmamız gerektiğini bilmiyoruz.
Sayfa 291 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Seks Bağımlılığının Nedenleri
"Sadece başka birinin idareyi ele almasını ve bana ne yapacağımı söylemesini istiyorum. Ama nazik bir tavırla." "Annenden beklediğin bu muydu?" "Evet." "Demek ki anne sevgisine umutsuzca ihtiyaç duyuyorsun." Bill'in hükmedilme arzusu mazoşist bir istek değildi; bir ebeveynin varlığını hissetmek istiyordu. Ama bu isteği pek gerçekçi değildi. Bill bir annenin temel niteliklerinin peşindeydi; her iki cinsiyetin de sahip olduğu ama çoğunlukla annelerle özdeşleştirdiğimiz kadınsı niteliklerin: ilgi, besleyip büyütme, ruhsal dayanıklılık barındıran güven. Bill emekli olmak için yeterli parayı kazanmış olsa da ilişkiler bakımından hiçbir şeye sahip olmayan, evsiz bir adamdı. İnsanın en temel varoluşsal ihtiyaçlarından birinin karşılanmamış olmasına üzülmüştüm. Bu kadınsı sunumlar olmaksızın hepimiz bu dünyada evsiz sayılırız.
Sayfa 273 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.