Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
15 Şubat 1967 çarşamba(mezarlık)
15 Şubat 1967 çarşamba günü öğleden sonra -huzurun bir işareti olan- toprak, -mezar şekline bürünen- soğuk ağzıyla emerek onu yuttu. Çiçeklerle donatılmış beyaz bir ambulans yavaşça Zahiruddevle Mezarlığı’nın yolunda yaklaşıyordu. Uğultular, gözyaşları akıyordu. Cansız bedenini ambulanstan çıkardılar. O şiir güzelliğiyle şalın altında uyuyordu. Ahmet Şamlu, Siyavuş Kesrai, Mehdi Ahavan Salis, Huşeng Ibtihaç (Saye), Saidi ve diğer birkaç kişi tabutunu omuzlarına aldılar. Yağmur ve gözyaşları yeniden başladı. Ama salavat feryatları bu ikisini bastırıyordu. Birkaç kişinin omuzlarında olan cenaze mezara taşındı sonra mezarın ucunda yere koydular. Mezarcı işini bitirmişti, orada bulunan tuğla ve kireci mezarın içine koydu. Furuğ henüz kaşmir şalının altında mezarı beklemekteydi. Elleri şalın altında fark edilebiliyordu... mezarcıların sesleri yükseldi, sonra da salavat sesleriyle cesedi mezara taşındı. Yağmur birkaç saniye kesildi şalı cesedin üstünden aldılar, ondan sonra gökyüzünden kefenden daha beyaz, tertemiz bembeyaz bir kar yağmaya başladı. Mezarda sessizce beyazlara bürünmüş olan Furuğ’u örtüyordu. Zemini ve onun mezarını kar beyazı bir renk örttü. belki de gerçek durmadan yağan kar yağışı altında defnedilen o iki genç eldi inanalım soğuk mevsimin başlangıcına inanalım hayal bahçelerinin yıkıntılarına inanalım bir kenara atılmış işsiz oraklara ve tutsak tanelere bak nasıl kar yağıyor
sayfa 45_46Kitabı okudu
Soğuk Mevsimin Başlangıcına İnanalım
O tüm varlığını karanlık bir ayet gibi görür, sonra da yok oluş ve beyhudelik düşüncesi, sonra da ölüm düşüncesi zihnini doldurur. üşüyorum ve yabani bir gelinciğin tüm bu kırmızı evhamından birkaç damla kandan başka yerde bir şey kalmayacağını biliyorum biz binlerce yıllık ölüler gibi birbirimize kavuştuğumuzda güneş çürümekte olan cesetlerimizi yargılayacak.
Reklam
84 syf.
10/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Yüreğimiz kışın koynunda uykuda..
Furuğ, son kitabı olan bu eserinde, yıllarca yaşadığı deneyim, araştırma, ümitsizlik, şaşkınlık, gördüğü yalan dolanlar, tuzaklar, hileler, eziyetler, ikiyüzlükler karşısında kendini her zamankinden daha çok yalnız hissediyor. Soğuk mevsiminin başlayacağına inanıyor. Soğuk mevsimde ne olur? Kış, soğuk veya ölüm. Bunlar mevsimlerin sonudur. Tabiat mevsimlerinin sonu, kış; yaşam mevsiminin sonu, ölüm ve öldürücü bir soğuk. "Ve bu benim Yalnız kadın Soğuk mevsimin eşiğinde." İnanıyorum ki her baharın ardında bizi bekleyen zorlu bir kış vardır. İnanıyorum ki bu zorlu kışları atlatmak zordur. Ve inanıyorum ki asla ısınmak mümkün değildir. Çünkü yüreğimiz ve ruhumuz kışın koynunda. Üşüyoruz bir kar ayazında... Hayran olduğum kadın yüreğine sağlık. Şiirle kalın...
İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına
İnanalım Soğuk Mevsimin BaşlangıcınaFuruğ Ferruhzad · Demavend Yayınları · 20151,357 okunma
KUŞ ÖLÜMLÜDÜR
Canım sıkılıyor Canım sıkılıyor Terasa çıkıyorum ve parmaklarımı Gecenin gerilmiş derisine çekiyorum Bağlantı ışıkları sönmüştür Bağlantı ışıkları sönmüştür Kimse beni Tanıştırmayacak güneşle Kimse beni götürmeyecek serçelerin konukluğuna Uçmayı hatırla Kuş ölümlüdür
Bütün güçlerin sonu bağlanmaktır, bağlanmak Güneşin parlak temeline Ve dökülmek, ışığın bilincine Doğaldır Yel değirmenlerinin çürümeleri Niçin durayım?
Ağaçların soyundanım ben Şu bayatlamış havayı solumak usandırıyor beni Ölen bir kuş uçmayı unutmamamı öğütledi bana
Reklam
Namert, karanlıkta Gizlemiştir, mertliğinin kayboluşunu Ve hamam böceği... ah Konuşunca hamam böceği Niçin durayım? Kurşun harflerin işbirliği boşunadır. Kurşun harflerin işbirliği Kurtarmayacaktır hakir düşünceyi.
Sadece Sestir Kalıcı Olan
Niçin durayım, niçin? Arayış için maviliğe doğru gitmiştir kuşlar Niçin durayım? Hayatın kılcal damarlarının arasından geçiyor yol
Biri geliyor Biri geliyor Gönlüyle bizimle, nefesiyle bizimle, sesiyle bizimle olan biri
Reklam
Niçin öyle küçüğüm ben Caddelerde kaybolacak kadar Niçin o kadar küçük değil babam Ve caddelerde kaybolmuyor
Kimseye benzemeyen
Biri geliyor Biri geliyor Başka biri Daha iyi biri Kimseye benzemeyen, babaya benzemeyen, dosta benzemeyen, Yahya'ya benzemeyen, anneye benzemeyen biri Olması gereken kimseye benzeyen
İçim acıyor bahçeye (bahçenin sonu)
Ben, Kendi kalbini kaybeden zamandan korkuyorum, Ben, Bu kadar elin boş tasavvurundan Bu kadar suratın yabancı bir şekilde canlanmasından korkuyorum. Ben, Geometri dersini delicesine seven Bir öğrenci gibi yalnızım Ve bahçenin, hastaneye kaldırılabileceğini düşünüyorum Ben düşünüyorum... Ben düşünüyorum... Ben düşünüyorum... Ve şişmiştir bahçenin kalbi, güneşin altında Ve bahçenin zihni yavaş yavaş Arınıyor yeşil hatıralardan.
İçim acıyor bahçeye(komşular)
Bütün gün Parçalanma sesi geliyor kapının ardından Ve patlama sesi Bütün komşularımız, bahçelerinin toprağında çiçek yerine Top ve makineli tüfek ekiyorlar Bütün komşularımız, çini havuzlarının Üstünü örtüyorlar Ve çini havuzlar, Kendileri istemese de Gizli barut depolarıdır Ve sokağımın çocukları, okul çantalarını Küçük bombalarla Doldururlar. Afallamıştır evimizin bahçesi.
İçim acıyor bahçeye(kız kardeş)
Ve çiçekleri seven kız kardeşim, Annem döverken onu, Yüreğinin sade sözlerini, Çiçeklerin şefkatli ve sessiz topluluğuna götürüyordu Ve zaman zaman balıklar ailesini Konuk ediyordu, güneşe ve tatlıya... Şehrin öbür tarafındadır onun evi, O, yapay evinin içinde Yapay kırmızı balıklarla Ve yapay eşinin aşkına sığınarak Ve yapay elma ağaçlarının dallarının altında Yapay şarkılar söylüyor Ve doğal çocuklar yapıyor. o, Ne zaman gelse bizi görmeye, Ve eteğinin köşesi bulaşsa bahçenin yoksulluğuna, Kolonya banyosu yapıyor. o, Ne zaman gelse bizi görmeye, Gebedir Evin bahçesi yalnızdır Evin bahçesi yalnızdır
sayfa 61-63Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.