Kalabalığın kafamın içinde dur durak bilmeden dolanan uğultusu, orkestranın tangırtısı ve şehrin iniltisi sandığım amansız gürültü, ondan uzak olmanın huzursuzluğuymuş yalnızca.
“Mısır demetleri gibi bir araya getirir sizi sevgi. Harman döver gibi çıplak bırakır. Kabuğunuzu çıkarmak için kalburdan geçirir. Ağartana kadar öğütür sizi. Yumuşayana kadar yoğurur ve sonra atar kutsal ateşine, Tanrı’ nın kutsal ziyafetine saygıdeğer bir ekmek olasınız diye.”
“Ah, Marilla bir şeyleri iple çekmek mutluluğun yarısıdır. Onları belki elde edemeyebilirsin ama hiçbir şey seni onlara kavuşmayı hayal etme coşkusundan men edemez. Bayan Lynde, ‘beklentisi olmayanlar hayal kırıklığına uğramazlar’ diyor ama bence hayal kırıklığına uğramaktan daha kötüsü, hiçbir beklentinin olmamasıdır.”
“Yaşamın doruğunu belirleyen ve ötesinde başka yücelik bulunmayan bir büyük kendinden geçme vardır. Ve yine yaşamın öylesine bir çelişkisi vardır ki, bu kendinden geçme, bireyin en yaşam dolu olduğu bir anda, yaşadığını tamamen unutmasıyla gerçekleşir. “
“Bir zamanlar öylesine saftım ki; yüksek mevkilerde oturan, iyi evlerde yaşayan, öğrenim görmüş ve bankalarda hesapları olan insanları saygı değer kimseler sanırdım.”
“Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz. Sen benim yarım kalan tarafımı ikmal edeceksin.”