Çiziktirmişim bir ara....: En güzel zamanlar, minnacık ayaklarıma, annemin ayakkabılarını giydiğimde, ‘Topuklarını kıracaksın çıkart’ uyarısından hemen sonra ‘Annem benden daha ağır, o giyince değil de, nasıl olur da ben giyince kırılır ki?’ diye düşüne düşüne aynada kendime bakıp hayrete düştüğüm zamanlardı . Kafanın farklı çalıştığı zamanlar…
#unutMADIMAKlımda
37 ölü, milyonlarca şiir yaralı._sizleri tanıyordum sabahları geçerek önümden giderdiniz işlerinize siz kendini amber ağacı sanan karalahana suratlı manav yüreğini örümceklere diktiren terzi çırağı siz çocuklara çarpıp kaçma eğilimli belediye şoförü maçlarda peygamberlere küfreden zabıta memuru evet siz siz öğrencilerine Atatürk
Reklam
ÇİLE Gâiblerden bir ses geldi: Bu adam, Gezdirsin boşluğu ense kökünde! Ve uçtu tepemden birdenbire dam; Gök devrildi, künde üstüne künde... Pencereye koştum: Kızıl kıyamet! Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
Gözlerim kan çanağı,elim soğuktan çatlamış vaziyette bankta onu bekliyordum. Sabahtan saçlarımı maşa yapmış en sevdiği parfümümü sıkmıştım. Pembe rujumla tam bir kız gibiydim. Süslenmeye alışık olmadığım için değişik görünüyordum.Bi kaç saat geçmiş artık tamamen ümidimi kesmiştim. Yerde duran küçük valizimi aldım. Elimi çantama uzattım uçak biletim hazırdı.Gidecektim beni sevmeyen birisi için degmezdi bütün bu yaptıklarım. O gelse de gidecektin dedim kendi kendime . ama nedendi bu hazırlık ' gitme ' dese gitmezdim. Kal dese sonsuza kadar kalirdim. Ama gelmemişti gelmemişti albayım GİT der gibi evet bunun başka manası yoktu. Valizimi sürüklemeye başladım hala dönüp dönüp banka bakıyordum. Belki sürpriz diye çıkacaktı bi ağacın altindan ... Hayir hayir o benihic sevmeyecekti. Surpriz diye bir agacin arkasindan çıkmayacaktı. Elimi paltomun cebine attim. Son bir malbora kalmisti pakette cigarami yaktım. Son kez sana dedim.rüzgar gömleğimin arasından giriyordu ben bu kentten gidiyordum. Rüzgar içimi ürpertirken ben senden gidiyordum. Yolcuydum senden benden bu kentten gidiyordum hic gelmeyen senden .. Elveda elveda sana //
sevmek zor zanaat
-yok canım ne sevmesi... -aşık mıyım?ben mi? saçmalama be! -sadece onunlayken zamandan soyutlanıyorum o kadar.. -ya saçmalama aşık falan değilim! -evet..o konuşurken hiç susmasın istiyorum..sonsuza dek dinleyebilirim onu sıkılmadan..bundan adım gibi eminim.. -sevmiyorum ya, aşık değilim! -hem..ben kiiim sevmek kiiim.. sadece.. gözlerinin içine bakmaktan korkuyorum kendimi kaybetmemek için..
İKİNDİ VAKTİNDEYİZ ÖMRÜMÜZÜN
İkindi vaktindeyiz ömrümüzün, Kerahet vaktinde uyuyup kalırsak vay hâlimize… Sona doğru yaklaşıyoruz. Artık sabah namazı vakti gibi değiliz; âlemin yeni uyandığı, bereketin bol olduğu, her şeyin çokça masum olduğu… Öğle vakti gibi de değiliz; gençlik de almış başını gidiyor. Geçmez dediğin sınavlı aylar, bitmez dediğin sancılı yıllar
Reklam
350 öğeden 411 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.