Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
104 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Sosyal Bilimleri Açın: Sosyal Bilimlerin Yeniden Yapılanması Üzerine Rapor
“Sosyal Bilimlerin Yeniden Yapılanması için Gulbenkian Komisyonu”, Calouste Gulbenkian Vakfı tarafından oluşturulmuş olup; başkanlığı Immanuel Wallerstein tarafından yürütülen ve bünyesinde altısı sosyal bilimler, ikisi doğa bilimleri ve ikisi de insan bilimleri alanlarından olmak üzere toplam on akademisyenden oluşan uluslararası bir komisyondur.
Sosyal Bilimleri Açın
Sosyal Bilimleri AçınKolektif · Metis Yayıncılık · 2002386 okunma
Yine de evrenin devraldığı özellikler, Tanrı'nın giderken yanında götürdüklerinin dışında kalan özellikleridir.
Sayfa 15 - metisKitabı okuyor
Reklam
Hayatı dev bir sorun, bir denklem, daha doğrusu kısmen birbirlerine bağlı, kısmen de bağımsız bir denklemler yumağı olarak düşünün… Bu denklemlerin çok karmaşık, sürprizlerle dolu olduklarını ve çoğu zaman “köklerini” keşfedemediğimizi unutmayın.
Sayfa 13 - Metis Yayınları, 13. Basım: Kasım 2021 (Fernand Braudel)Kitabı okuyor
Sosyal Bilim modern dünyaya ait bir girişimdir.
Sayfa 12 - pdf
Fernand Braudel
Hayatı dev bir sorun, bir denklem, daha doğrusu kısmen birbirine bağlı, kısmen de bağımsız bir denklemler yumağı olarak düşünün... Bu denklemlerin çok karmaşık, sürprizlerle dolu olduklarını ve çoğu zaman ''köklerini'' keşfedemeyeceğimizi unutmayın.
Sayfa 11 - pdf
·
Puan vermedi
Her tür iktidar odağının uzağında durup, memleket meseleleri üzerine can alıcı düşünceler telaffuz eden entellektüellere... "Kemal Tahir deyince bir alana hapsolmak yanlış. Ancak her alana dair kalem oynatmak Kemal Tahir'i anlamanın yolunu açar. Tarih, sosyoloji, felsefe, iktisat, edebiyat ve hattâ psikoloji -hani o Türk insanının şuuraltını anlamak gerek sözü- folklor ve bilumum sosyal bilim dalı konularına odaklanmakla Kemal Tahir'in anlaşılmasının yolu açılabilir. Kemal Tahir'i anlamamak çoğumuzun duçar olduğu belli bilim disiplinlerine hapsolmaktan kaynaklanıyor. Bu anlamda şu Sosyal Bilimleri Açın kitabının müellifleri hakikaten Kemal Tahir'in çağdaşları olarak görünüyor. Ancak böyle disiplinlerarası bir anlayış Kemal Tahir'e yakınlaşmayı sağlayabilir. Aslında bir adım daha atmak lazım. Akademisyen başka, düşünür başka. Ancak akademisyenin darlığı aşılarak özgün düşünceye varılabilir. Sezai Karakoç da böyle söylemiyor muydu? Ortama bakıldığı zaman mesele anlaşılır. Bu anlamda bu kitabın son yazısını bir müsvedde olarak telakki edip çok ama çok geliştirilmesi gerektiğini düşünmek gerek. Bu alanda daha kırk fırın ekmek yemek lazım
Bir Kemal Tahir Kitabı - Türkiye'nin Ruhunu Aramak
Bir Kemal Tahir Kitabı - Türkiye'nin Ruhunu AramakKurtuluş Kayalı · İthaki Yayınları · 201012 okunma
Reklam
Hayatı dev bir sorun, bir denklem, daha doğrusu kısmen birbirlerine bağlı, kısmen de bağımsız bir denklemler yumağı olarak düşünün... Bu denklemlerin çok karmaşık, sürprizlerle dolu olduklarını ve çoğu zaman "köklerini" keşfedemediğimizi unutmayın. —FERNAND BRAUDEL1
Gerçekten de, tarihle ilgilenmek, sadece tarihçi denilen kişilerin tekelinde değildir. Bu, bütün sosyal bilimciler için bir görevdir. Sosyoloji yapmak sadece sosyolog denilen kişilerin tekelinde değildir. Ekonomik sorunlar iktisatçıların tekelinde değildir. Ekonomik sorunlar sosyal bilimsel bütün analizlerde merkezi bir yer tutar. Kaldı ki, meslekten tarihçilerin tarihi, sosyologların sosyal sorunları, iktisatçıların ekonomik dalgalanmaları bu alanda çalışan diğer sosyal bilimcilerden daha iyi açıklayabildikleri de kesin değildir. Kısacası, biz bilgelik tekelleri kurmanın ya da belirli üniversite diplomaları almış kişilere bilgi bölgeleri tahsis etmenin pek akıl kârı olmadığını düşünüyoruz.
Kısacası, bilginin sosyal olarak kurulmuş olduğu gerçeği, daha geçerli bilgiye ulaşmanın da sosyal olarak mümkün olduğu anlamına gelir. Bilginin sosyal temelleri olduğunu kabul etmek, nesnellik kavramıyla hiç de çelişki içinde değildir. Tam tersine, biz, geçmişteki uygulamalara yönelik eleştirileri değerlendirerek ve hakikaten daha çoğulcu ve evrensel yapılar kurarak yapılacak bir yeniden yapılandırmanın, sosyal bilimlerin nesnelliğini arttırabileceğine inanıyoruz.
Bilim adamlarının belli başlı bilim dillerinden birkaçına iyice hakim oldukları bir dünya, daha iyi sosyal bilimin yapıldığı bir dünya olurdu.
Reklam
Bireyleri esas olarak devlet içinde ele alan çerçeve, bu çerçeveye uymayan failleri modern-öncesi zamanlardan arta kalmış ve ilerleme sonucu tasfiye edilmesi gereken kişiler olarak görme eğilimindedir.
Geleneksel sosyal bilimlerin devlet-merkezciliği, aslında teorik bir basitleştirmedir ve her devlerin, homojen ve eşdeğer bir mekan içinde genellikle birbirine paralel süreçlerle işleyen özerk bir sistem oluşturduğu varsayımına dayalıdır. Böyle bir basitleştirmenin sınırları, atom ve molekül gibi olayların değil - ki orada bile bu tür yöntemler artık geçmişte kalmıştır- karmaşık tarihsel sosyal sistemlerin ele alındığı bir alanda çok daha açıkça görülebilmeliydi.
Hiçbir bilim adamı/kadını içinde yaşadığı fiziksel ve sosyal bağlamdan soyutlanamaz. Her kavramsallaştırmanın temelinde felsefi inançlar yatar. Her ölçüm, gerçeği kaydetmeye çalışırken onu değiştirir.
"Dünyanın büyüsünü yoketme" kavramı, vahiy yoluyla geldiği için ve/veya başka bir gerekçeyle kabul edilen bilgelik ya da ideolojinin kısıtlamadığı nesnel bilgi arayışını temsil ediyordu. Sosyal bilimlerde bu, tarihi, varolan iktidar yapıları adına yeniden yazmamamız gerektiği yolunda bir uyarıydı. Bu uyarı, entelektüel faaliyeti, önünü kesen dış baskılardan ve mitolojilerden arındırmakta çok önemli bir adım oldu ve bugün de geçerli olmakta devam ediyor.
Bugün için söyleyebileceğimiz sadece, doğa bilimleri, sosyal bilimler ve insan bilimleri şeklindeki üçlü bölünmenin, artık eskiden olduğu gibi apaçık bir doğru olarak görülmediğidir.
348 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.