Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hüseyin Şahin

142 syf.
·
Puan vermedi
Baskısı olmadığı için yıllarca ertelediğim, beklediğim ve sonunda dayanamayıp fahiş bir fiyata da olsa edinip okuduğum kitap. Kitabı bana şimdilerde hayatta olmayan bir arkadaşım önermişti. Kitap ve yazarı ile ilgili o kadar çok şey okudum ki kitaba başladığımda sanki her şeye hakimdim, dili hariç. Kanat yaşadıklarını anlatan sıradan birisi değil gerçek bir şair. Şuna eminim ki yaşasa ve üretseydi bizim toprakların Bukowskisi olurdu. Kanat, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisi, geleceği parlak bir zihin. Ancak onun için işler rayında ilerlemiyor. İlk gençlik yıllarını İstanbul’da geçirecek bir psikolojik zemini olmayan Kanat, varoluşsal sorunlarını da bavuluna alıp İstanbul’a geliyor. Sonrası…Sonrası Kanat için çok acı deneyimlere gebe… Eroin Güncesi yalnızca bir anı defteri değil, bir acı defteri. Kanat’ın acılarını kanayarak okuyacağız.
Eroin Güncesi
Eroin GüncesiKanat Güner · Stüdyo İmge · 20011,410 okunma
Reklam
372 syf.
10/10 puan verdi
Son zamanlarda –belki tüm zamanlarımda- okuduğum en sert, en vurucu, en acımasız kitap olabilir. Bu bir ihtimal cümlesiydi, kesin olansa uzun süre etkisinden arınamayacağım gerçeği. Savaş koşullarının yarattığı sert iklimde insan psikolojisindeki yıkımın, kimlik arayışının, merhamet ve merhametsizliğin, masumiyet ve mücrimiyetin romanı.
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü YalanAgota Kristof · Yapı Kredi Yayınları · 20193,221 okunma
687 syf.
10/10 puan verdi
·
20 günde okudu
Rodya! Eylemsiz toplumun aforozu! İşlediğin cinayet bir çığlıktı. "Ben varım" ın çığlığı. Cinayet öncesinde bir hiçtin. Kendini gerçekleştirme biçimindi cinayet. Göstermek istedin bit olmadığını ve sen bu arzu ile yaşarkende bir bit değildin. Cesaret gösterdin ve başardın. Sen yere eğilmeye cesaret edebilenlerdendin. Bir soygunculuk yapmadın. Zengin bir kadın öldürdün ve tek kuruşun olmadı. Üstelik kadınla da cinayet işlemini gerektirecek bir derdin yoktu. Dedim ya, sen eylemi başardın. Sen baltayı eylemsizliğe kaldırdın ve indirerek kendi devrimini yaptın. Daha ilk günden vicdanın seni yataklara düşürdü. Ama ah Romanoviç! Sen yaptığından pişman değildin. Aleyhinde tek bir delil yokken kürek mahkumu olmayı yeğledin. Belki Sonya, belki de ölümünün bir tasarısı olmayan Lizaveta etkiledi seni. Ama hayır, bir delil yoktu ve sen hepsini alt ettin. İntiharın cesaret değil korkaklık olduğunu biliyordun. Bu yüzden cesaretini Sibirya ile sınadın. Vicdanın pişman olmadığın bir cinayetle sızlıyordu. Cinayetle kıymetlendin, hakkında şüphe duyan dedektifler bile saygı duydu sana. Çünkü sen adım attın! Sibirya'dasın ve bu bir perhiz. Yeni bir hayat duruyor ufukta. Raskolnikov! Bir adım daha!
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022160,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
282 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Herkesin, en yalnızların bile bir yakını vardır yaşamda. Leksey'inki ninesiydi. O nine ki sanki Marquez'in Ursula'sı. Leksey'in annesi, dayıları ve dedesi ile ilişkisi içler acısıyken, ninesi o acıların dindiricisiydi. Leksey dedesinden yediği hiçbir dayak sonrası değişime uğramıyor. O uçarı, haylaz ama zeki bir çocuk. Gorki bu romanında bize çocukluğunun kapılarını aralıyor. Gelin, buyrun içeri diyor. Ve hunharca hücum ediyoruz o çocukluğa. O kadar güçlü bir anlatımı var ki, empati yetimiz müthiş güç kazanıyor. Gorki çocukluğunda yaşadığı acıları anlatırken, içinde bulunduğu toplumun acılarını, kusurlarını, üstünlüklerini de bize alt metinde sunuyor. Gorki'nin sosyalist kişiliğinin oluşmasında yaşadığı toplumun ve acılarının büyük payı olduğunu görüyoruz. Öyküsü burada bitmedi. Serüvenin ikinci safhası Ekmeğimi Kazanırken romanı... İyi okumalar.
Çocukluğum
ÇocukluğumMaksim Gorki · İş Bankası Kültür Yayınları · 201415,8bin okunma
639 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Başkaldırma eğilimi olanların elinde silaha dönüşebilecek bir roman yazmış Yaşar Kemal. İnce Memed o kadar özgün bir karakter ki, Beylerin, Ağaların korkusu olup, yarasa görünce sapsarı kesilen bir genç adam. İnsan, Memed'e eşkıya derken içsel bir huzursuzlukla karşılaşıyor. O kadar naif, o kadar ince ki adının bürokraside bile korkulu bir düşe dönüşmesine şaşırıyoruz. Belki de direnmenin, başkaldırmanın incelikten kopmadan da gerçekleşebileceğinin romanıdır İnce Memed. Çok kızıyoruz köylüye çok! Ne olurdu yani Memed'e olan itimatları bir an bile sönmese? Korku o kadar işlenmiş ki kodlarına, Memed'i tek kalemde silebilen yüzlerce köylü var. Yemek, içmek ve hayatta kalmak dürtüsü o kadar merkezine girmiş ki köylünün, insanca yaşamayı unutmuşlar. Ne diyordu Camus? Var olmak başkaldırmaktır. Yoksun o zaman ey milletin efendisi köylü! Başkaldırmayacaksan eğer, millete efendi olsan ne fayda, ağalara kölesin! Nasıl olsa Memedler çıkar ışığıyla yaşayıp, Memed'i kayırmaktan acizsin. Peki ya biz? Biz direniyor muyuz? Modern ağalara postmodern köleler mi olduk yoksa? İtiraf edelim biz de Memedi'mizi bekliyoruz ve geldiğinde onu hiç de hoş karşılamayacağız, düşman kesileceğiz hatta. Biz çok severiz Memed'leri öldürüp Abdi Ağaları yaşatmayı. Allah bize başkaldırma kurdu versin...
İnce Memed 4
İnce Memed 4Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202115,9bin okunma
Reklam
438 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Torosların eteklerinden düzene bir başkaldırı: İnce Memed. Kavgası hepimizin kavgası, sevdası hepimizin. Yıkılan bir devlet ve kurulan bir devlet. Her ikisinde de istikrarını sürdüren feodalite. Feodal hukukun kaçınılmazı Abdi Ağa ve korkusu İnce Memed. Hepimiz ağalık sistemini gerek okuyarak, gerekse anlatılanlar üzerine biliriz. Anlatıcının
İnce Memed 1
İnce Memed 1Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202358,1bin okunma
204 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Filibeli, daha ilk satırlardan bize bir uyarıda bulunuyor: " Aynalı Baba ile sürreal yolculuklara çıkmaya hazır mısın? " Sanırım hazırlıksız yakalandım. Raci olmanın ağırlığını öyle hissettim ki içimdeki şüphe ejderhasına soğuk bir nefes üfledim. İtiraf ediyorum, maddeciliğin hüküm sürdüğü, soğuk gerçekçiliğin kanıksandığı bir dünyada Raci olmak müthiş keyifliydi. Buda ile konuşmak, Olimpos'ta Yunan tanrılarını karşılamak, Simurg'un tepesinde Merih gezegenine, Kaf Dağı'na seyahat etmek ve türlü tasavvufiyetle yoğrulmak... Kabul etmek gerekir ki hiçbirimiz Aynalı Baba olmadan Raci olmayı göze alamayacağız. Mutlak hakikate Raci ulaştı mı dersiniz? Buna emin olamadım, çünkü ikrar da inkâr da şüphe ejderhasıyla savaşında mutlak zafere ulaşamıyor. Yapıt ile ilgili daha fazla ipucu vererek okuma hazzınızı düşürmek istemem, zira kitabımın arkasına yazdığım bu cümleler farklı kişilerce okunacak. Son olarak söylemek istediğim, bir asır öncesinde yazılabilen bu lezzetli eserlere günümüzde niçin rastlayamıyoruz?
A’mâk-ı Hayal
A’mâk-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202116,9bin okunma
132 syf.
·
Puan vermedi
·
21 saatte okudu
Okurken rahatsızlık duyduğum nadir eserlerden oldu Titus Andronicus. Sanırım en son Sartre'nin Bulantı'sında aynı hisse kapılmıştım. Rahatsızlığım Titus'un yaşadığı dayanılmaz acılara, okurken dayanmaya çalışmaktan kaynaklandı. Aslında Sheakespeare'nin her metninde karşılaştığım bir durum olsa da diğer eserlerinde bu kadar tahrip olduğumdan şüpheliyim. Titus'u Kral Lear'a karakteristik özellikler bakımından sadece benim benzettiğimi sanmıyorum. Ayrılan yönlerine rağmen ikisi de soylu babaların evlatlarıyla ilgili duyduğu çeşitli hüzünleri yansıtıyor. Shakespeare yapıtını her zamanki gibi ihtiras, ihanet, intikam, adalet kavramlarını ustalıkla harmanlayıp sunmuş. Okuyanların benzerlik kuracağı iki karakter de kuşkusuz Othello'daki Iago ile bu eserdeki Aaron karakterleridir. Kötülükleri kıyaslanamayacak kadar denk olan bu iki karakter ölümlerinde bile pişmanlık duymamıştılar. Öyle ki Aaron bize " Bir iyilik yapmışsam onun için pişmanlık duyarım " minvalinde bir söz fısıldamıştı. Shakespeare tüm eserlerinde olduğu gibi burada da adaleti geç teslim ediyor. Adaletin intikam ile sağlandığı klasik bir Shakespeare yapıtı diyebiliriz ancak adalet olgusunun 16.yüzyılda ve soylular sınıfında yaşandığını fark ederek. İntikam ile adalet ilişkisi sanırım daha detaylı bir inceleme gerektirdiğinden belki ileride değinebilirim. Hoşçakal şanlı Titus!
Titus Andronicus
Titus AndronicusWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2014824 okunma
784 syf.
9/10 puan verdi
·
19 günde okudu
" Prens Mışkin ile aramızdaki benzerlik yalnızca yaşımızın yirmi altı oluşundan ileri gelmiyor. Hepimizin yaşamında ' başıma ne geldiyse iyi niyetim yüzünden geldi ' dediğimiz anlar vardır. Mışkin bu cümleyi belki de hiç kurmadığı için " Budala " olarak adlandırılıyor. Sanırım ben bu cümleyi geç kullanmaya başlamak farkı ile Mışkin'den bir adım öndeyim. Mışkin'in öyküsünü özgün kılan etken onun budalalık derecesine varan iyi niyetinden sonuna kadar vazgeçmemesidir. Kitapta üst tabaka Rus insanı, Dostoyevski'ye özgü bir dille bizimle buluşuyor. Rus insanına arada bir küfürler savuruyoruz bu buluşmada. Sizce Mışkin de verebiliyor mu bizimle bu tepkiyi? Aslında kitaba Dostoyevski'nin ilk büyük eseri denmesinin bir sebebi var. Budala'da aşk ve iyilik konuları genel temayı oluştursa da sosyal sınıfların acımasız bir gerçekçilikle anlatılması eseri daha da büyütüyor. Bunun üzerine Hristiyanlık ve Roma tenkiti de eklenince kitabın niteliksel hacmi de artıyor. Ölüm teması da kitabın en sancılı, en hissedilir kısımlarını oluşturuyor. Psikolojik tahlilleri her eserinde olduğu gibi burada da bizi rahat bırakmıyor. Öyle ki Mışkin'in o yumuşak ruhunun yanı sıra Aglae, Filipovna, İppolit, Rogojin gibi karakterler de iyi ve kötü tüm yönleriyle hayran bırakıyorlar kendilerine. Psikoloji ilminde söz sahibi olsaydım bölüm derslerine bir yenisini eklerdim: Dostoyevski...
Budala
BudalaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201625,3bin okunma
490 syf.
9/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Kafamda Bir Tuhaflık, İstanbul'un kırk yıllık değişiminin bize edebi bir şölenle anlatıldığı bir Pamuk klasiği. Roman Anadolu'dan İstanbul'a göç eden bozacı Mevlut'un serüven dolu kırk yılını anlatıyor. Bir kent kırk yıl içinde ne kadar değişebilir? Peki insan denen eşref-i mahlukat değişime ne kadar açıktır? Kitaptaki yanıtlar yalnızca bu sorulara yönelik değil elbette. Köylü-kentli, sağ-sol, muhafazakarlık-yenilikçilik, niyet-eylem, gecekondu-apartman, maddecilik-kadercilik, baba-çocuk ilişki ve çatışmaları gibi konular etraflıca işleniyor. Benim Adım Kırmızı romanında nakkaşlık mesleğinin hüzünlü evrelerini anlatan Pamuk, Kafamda Bir Tuhaflık romanında ise bozacılık mesleğinin tükenişini aktarıyor. 90'lı yıllarını İstanbul'da geçiren ve "boo-zaa" sesleri gecelerine eşlik eden ben, okurken kendimi dua etmekte yakaladım. " Allahım ne olur bu gece bozacı geçsin artık hep alacağım." Fakat biliyorum geçmeyecek bozacı. Kitap müthiş bir dönem anlatısı kabul edilebileceği gibi iyi bir aşk edebiyatı ürünü de sayılabilir. İnsan aşkını seçebilir mi? Bu yanıt herkesin kendi özelindedir. Ama Mevlut için kaderdir. 60'lardan günümüze yaklaştıkça yükselen apartmanlar, bizim en insan yanlarımızı da alçaltmaktadır. Ambalajlı bozanın asla sokak bozasının yerini alamayacağını düşünürüz ama ambalajlı bozaya direnemeyiz. Tıpkı yükselen apartmanlara olan mağlubiyetimiz gibi.
Kafamda Bir Tuhaflık
Kafamda Bir TuhaflıkOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201913,6bin okunma
Reklam
144 syf.
9/10 puan verdi
·
35 saatte okudu
Marquez, Demir Perde ülkelerini o kadar güzel anlatıyor ki belleğinizde bir fotoğraf oluşmaması mümkün değil. Zaman zaman hepimiz için bir rüya olabilen sosyalist düzen acaba pratikte bir kabusa mi dönüşüyor diye sordum okurken. Doğu Avrupa, sosyalist bir düzeni temsil ediyor ama ne şekilde? I. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan manda ve himaye anlayışı Soğuk Savaş Dönemi'nde Doğu Avrupa'da vücut buluyor. Demir Perde'den hareketle bir sosyalizm yargısı oluşturmak elbette sığ bir yaklaşık olacaktır ancak görmezden gelinemeyecek derecece de pejmürde bir düzen bizi karşılayan. Yine de vahşi kapitalizmin bizi esir aldığı şu dönemde şahsen Doğu Avrupa'da Marquez ile seyahat etmek isterdim...
Doğu Avrupa'da Yolculuk
Doğu Avrupa'da YolculukGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20161,124 okunma
592 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Pamuk, yapıtını kendi yaşadığı bir öyküden esinlenerek oluşturduysa ve aşkını simgeleyen bir müze kurduysa bu, onu iyi bir yazar olmasının ötesinde iyi bir aşık yapar. Diğer ihtimal, herkesin takdiri olan iyi yazarlık durumu. Buradan sonra okuyacaklarınız, kitabı okumuş olanların tadını kaçırır mı bilmiyorum ( yüzeysel bulabilir veya farklı bakış
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · İletişim Yayınları · 200841,7bin okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Tüketim çağında aslında neleri tükettiğimizi, hız ve acele ile olan yakınlaşmamızın bize neleri uzaklaştırdığının kitabı. Bir çocuk kitabı mı? Hayır. Momo, içinde çocukluğunu taşıyan yetişkinlerin kitabı... Dinlemenin gücü, sevgi, paylaşım ve dostluk ise kitabın tüm sayfalarına dokunmuş. Tıpkı içimizdeki amfitiyatroya dokunan Momo gibi!
Momo
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201766,3bin okunma
656 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Habil ile Kabil öyküsü ile temellendirilmiş, kötülük seçim mi, yazgı mı sorusuna yanıt arayan; iyiliğin ve kötülüğün sınırları üzerine yazılmış harika bir roman. Kişisel kanaatim, empati sınırlarını bu kadar zorlayan roman çok azdır. Steinbeck'in en iyi romanı olduğu konusunda en az Steinbeck kadar iddialıyım.
Cennetin Doğusu
Cennetin DoğusuJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 20176,4bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
28 saatte okudu
Lorenzo de Medici'ye tavsiyeler niteliğinde yazılan bu eser asırlar boyunca tartışmalara yol açmış, kimi çevrelerce şeytanın kitabı, totaliter rejimlerin el kitabı olarak görülmüştür. Bunda yazarın " amaca giden yolda her şey mübahtır." görüşü etkili olmuştur. Makyavel'in yapıtını, yazdığı dönemin koşullarına göre değerlendirirsek gerçekliklerle dolu bir eser olduğu sonucuna ulaşırız. Kitap her ne kadar İtalya prensine yazılmış olsa da İskender, Türk sultanları, Roma ve Akad imparatorları bir çok hükümdar ile örnekledirilmiştir. Makyavel'in eseri siyaset biliminin baş yapıtlarından olduğu kadar felsefi de bir kitaptır. Adalet, etik, yönetim, ordu, yasalar, iyi insan gibi konuların irdelendiği bu kitap herkesçe okunmalıdır.
Prens
PrensNiccolo Machiavelli · Can Yayınları · 201914,9bin okunma
464 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Marquez, bir ailenin taşra yaşantısını anlatmıyor, Buendia ailesini hayatımıza sokuyor ya da bizi aileye dahil ediyor. Kolombiya'da bir ailenin kimsenin yaşamadığı bir yeri yurt edinmesi ve süregelen olaylar yazar tarafından kağıda ilmek ilmek dokunmuş. Eserde hristiyanlığın yedi ölümcül günahını işleyen ailenin hazin sonları, çıkış noktası gerçek bir olay olan muz işçileri katliamı, muhafazakarlar ve liberaller arasındaki çatışma ve uzlaşımları, bir grup uzlaşıma eğilimsiz devrimcinin yaşantıları, modernleşmeye aç bir çevrenin sömürge olmaya yatkınlığı yazar tarafından okurlara sunuluyor. Marquez, büyülü gerçekçilik ile okuru büyülüyor! Şöyle diyor bize: " Kitabımda gerçekliğe dayanmayan tek cümle bulamazsınız. "
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,6bin okunma
Reklam
348 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Yazar anarşizmin en idealist siyasal kuram olduğunu düşünde de kitapta yarattığı anarşist dünya bir ütopya değil. Kitapta kapitalist, mülkiyetçi bir dünya ile anarşist bir dünya olmak üzere iki dünya var. Bu iki dünya da birbiri için ay vazifesi görmekte, söz gelimi birbirinin uydusu olarak varlığını sürdürmekte. Kitapta kapitalist dünya yoğun distopik öğeler ile işlenmiş ancak bu durum anarşist dünyayı bir ütopya haline getirmemiş. Anarşist dünyanın da çıkmazları gözler önüne serilmiş. Nacizane fikrim Mülksüzler kitabı bir ütopya, fakat içerisinde yer alan iki kitap da distopya.
Mülksüzler
MülksüzlerUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 202112,5bin okunma
280 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Şu andaki duygu durumunuz, varsa anlamlandıramadığınız psikolojik sorunlar belki de ailenizin geçmişte yaşadığı bir travmanın sonucudur! Mark, bize adını koyamadığımız veya bize ait olmadığını hissettiğimiz tüm psikolojik durumların ailemizde yaşanmış bir travmaya dayandığı ihtimalini öne sürüyor. Örneğin geçmişte büyükannemizin on dokuz yaşında yaşadığı bir travmanın bizde de on dokuz yaşında tekerrür edebileceğini söylüyor. Üstelik bunu kendisinin tedavi ettiği hastalardan örnekler sunarak yapıyor. Ailenize ve ailenizin geçmişine bakış açınızı değiştirecek harika bir kitap.
Seninle Başlamadı
Seninle BaşlamadıMark Wolynn · Sola Unitas Yayınları · 202113,1bin okunma