Montesquieu'ya göre korku üzerine kurulu bir rejim, doğası gereği bozuktur ve hemen hemen siyasal yıkımın eşiğindedir. Korku ile boyun eğen kişiler de hemen hemen insan değildirler...
Eğer insanları önyargılarından kurtaracak bir şey yapabilirsem, kendimi ölümlülerin en mutlusu sayarım. Önyargı dediğim, bazı şeyler bilmemek değil, kendini bilmemektir.
Her hükümetin doğası egemenliği elinde tutanların sayısı ile belirlenir. Montesquieu şöyle yazar: “Ben üç tanım, daha doğrusu üç olgu düşünüyorum: Birincisi,
cumhuriyet yönetimi, halkın tümünün ya da sadece bir kısmının yönetime sahip olmasıdır.
Monarşi yönetimi bir kişinin, ama belirli ve yerleşmiş yasalarla yönetimidir, istibdat yönetimi
ise, bir kişinin yasasız ve kuralsız olarak kendi istek ve heveslerine göre yönetimidir. ”
(L ’Esprit des lois, C. II, 1; OC, C. II, s. 239)
Maddi yaşamın üretim biçimi, genel olarak toplumsal,siyasal ve entelektüel yaşamın gelişimine egemendir. İnsanların varlığını belirleyen onların bilinçleri değil tersine, bilinçlerini belirleyen toplumsal varlıklardır...
-Karl marx