39 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
"Katıksız bir kavrayışı betimlemek, anlamsız bir cümle yazmak demektir. Hiç kuşkusuz. Çünkü ne zaman sözcüklere gerçek bir aktarma işlevi gördürülmek istense, ne zaman onlardan, kendilerinden başka bir şeyi ifade etmeleri istense, kendi kendilerini karşılıklı olarak geçersiz kılacak bir şekilde hizaya girerler. Bu, hiç şüphesiz, hayata tüm büyüsünü veren şeydir. Çünkü burada, bir bilinçlenme değil, kısacık bir görme, bir görüş söz konusudur. Kısacık! Ve bazen daha fazlasına bile değil, yalnızca görmeye olanak tanıyan, yanlış tanınmak için her zaman ısrar etmeyen, görünüm olmayan tüm şeyleri hiçe sayma konusunda sadık olanlarla zaman zaman uyum içinde olan bir alanın; iç alanın görümüdür bu."
Dünya ve Pantolon
Dünya ve PantolonSamuel Beckett · Sel Yayıncılık · 2000251 okunma
Üstelik, bu ressamların ne yaptıklarıyla, ya da ne yapmak istedikleriyle, ya da ne düşündükleriyle hiçbir zaman ilgilenmedim; söz konusu olan yalnızca, yaptıklarını yaparken benim gördüklerimdi.
"Öldürmeyeceksin!" sözü bir özgecilik öğretisinin katı buyruğu değildir. Özgecilik, doğada karşılaşılmayan bir şeydir. Ve yine "Öldürmeyeceksin!" sözü, "Başkasının canını yakmayacaksın!" gibi bir anlam içermez. Bu söz, "Kendini başkalarından yoksun bırakma! Kendi kendine zarar verme!" gibi bir anlam taşır. Başkaları sana yabancı değildir çünkü, senin uzağında, seninle hiçbir alıp vereceği olmayan, dışa kapalı bir yaşam süren varlıklar değildir.
Sayfa 48 - YKY
İnsan vicdan hesaplaşmasıyla karşı karşıya kalınca, elinde kelepçelerle yargılanmamak için kendisini kurtaracak tonla söz sarf ediyor zihninde ama belki de çabalamamak gerekir tam da o noktada. Bırak. Suçlusun işte. Kabul et yaptığını. Vicdanını bu şekilde de temize çekebilirsin.
Sözün bitim yerini olay ya da konu seçmez, söz seçer. Başlangıcını da olduğu gibi.
Sayfa 377 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Yazar olursam ben de böyle diyeceğim. Şaka şaka acıdım adama
Nihayet söz kitaplarıma gelince, bana kalsa sizi mutlu edecek olanların hepsini seve seve yollamak isterdim. Ama ben çok yoksulum, ve kitaplarım, bir kez yayımlandıktan sonra, artık benim değil. Ben bile onları satın alamıyorum - ve, çoğu kez arzu ettiğim gibi, (kitabın) mutlu edeceği kişilere veremiyorum.
Sen beni öğretmene gönderirken, onu çok iyi dinle demedin mi?’ dedim. Sözlerimi duymamış gibi; ‘Okul demek ekol demektir,’ dedi. ‘Fransızcadan bozmadır. Sen anlamazsın.’ dedi. Bak bu noktada anlaşıyorlardı: ‘Sen anlamazsın.’ Bu söz, okulda ve evde hep kulağımda çınlıyordu: ‘Sen anlamazsın.’
Ortamların Said'i olmak istiyorsak; söz adamı değil, hal adamı olmak durumundayız.
Uyurgezer gibi bir sey olmustu artık... Kaçamıyordu kimseden, kendini vitirip gitmişti. Karmakarışık bir söz kalabalığının içinde sarsak sarsak, kendinden gecmiş dolanıp duruyordu.
Sayfa 55
İnsanlara Anlayabilecekleri Tarzda Söz Söyle:
Şu bir gerçektir ki her bilgi herkese söylenmez. Her doğru da her yerde söylenmez. Çünkü insanlar bunu anlayamayabilir, yanlış yorumlayabilir ya da yanlış alıntı yapabilirler. Nitekim Ali radıyallahu anh şöyle demiştir: "İnsanlara anlayabilecekleri şekilde söz söyleyin. Yoksa Allah'ı ve Rasulü'nü yalanlamalarını mı istersiniz?"
Sayfa 27 - Beka YayıncılıkKitabı okudu
250 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.