İnsan hatt-ı mustakîmde bilgi devşirirken sırat-ı mustakîmde de yürür yani eyler. Eslaf bu muhtevayı farklı bir deyişle de dile getirir; nazar da dikkat(dakîku'n -nazar) bilgiye ,halde rikkat ( rakiku'l- hâl) amele istikâmet verir.
Kişi neyi severse sevsin, neyi yererse yersin; neye inanırsa inansın, neyi inkâr ederse etsin, kısaca ne ederse etsin bilerek etsin. Çünkü ed-e-bil-mek, bilmektir. Kudemânın dediği gibi, "Evren'de en değerli insandır; insanda en değerli akıldır; aklın değeri bilmesindedir; bilmenin değeri ise adâletle eylemesindedir." Yine eslâfın işaret ettiği üzere, "Kinâye te'vili, mecâz tefsiri talep eder; hakikate gelince o yalnızca ilim ister. O ilim ki, muhatabına bir istikâmet verir." İstikametsiz tüm deyişler/ söylemler yalnızca idare etmek, yani aklı dolaştırmaktır.
"Kinâye te'vili, mecaz tefsiri talep eder; hakîkate gelince o yalnızca ilim ister. O ilim ki, muhatabına bir istikâmet verir." İstikametsiz tüm deyişler/söylemler yalnızca idâre etmek, yani aklı dolaştırmaktır.
Kişi neyi severse sevsin, neyi yererse yersin; neye inanırsa inansın, neyi inkâr ederse etsin, kısaca ne ederse etsin bilerek etsin. Çünkü ed-e-bil-mek, bilmektir.
Bilginin, idrâkin gerekli olduğu yerde sevgisine ve yergisine, kısaca ihsâsına göre eyleyen kişi, kudemânın deyişiyle ahmaktır ve Şükrullah'ın güzel ifadesiyle, "Bir milleti mahveden, yöneticilerinin ve bilginlerinin ahmaklığıdır."
Kişi neyi severse sevsin, neyi yererse yersin; neye inanırsa inansın, neyi inkâr ederse etsin, kısaca ne ederse etsin bilerek etsin.Çünkü ed-e-bil-mek, bilmektir. Kudemânin dediği gibi " Evren'de en değerli insandır ; insanda en değerli akıldir; aklın değeri bilmesindendir; bilmenin degeri ise adaletle eylemesindendir". Yine eslâfın isaret ettigi uzere , "Kinaye te'vili, mecâz tefsiri talep eder; hakikate gelince o yalnizca ilim ister. O ilim ki, muhatabina bir istikamet verir" İstikametsiz tüm deyişler/söylemler yalnizca idare etmek,yani akli dolastirmaktir