Kitabın arka kapağında yazan şu cümle bütün hikayeyi özetliyor: "Karabasan gibi bir gelecek atmosferi... Geceleyin sokaklara dehşet saçan, yaşamları şiddet üzerine kurulu gençler... Sosyal kehanet? Kara mizah? Özgür iradenin irdelenişi?..Otomatik portakal bunların hepsidir."
Evet kitap makinalaşmış insanın ahlaki ve vicdani normlardan sıyrılıp nasıl duygusuz bir varlığa dönüştüğünün kitabı. Kötülüğün ve menfaatin insanın damarlarında gezdiğini,fıtratın sevginin ve değer vermenin önüne geçebileceği hakikatini çarpıcı olarak yüze vuran bir distopya. Diğerleri gibi gerçekleşmeye yüz tutan bir distopya. Stanley Kubrick'in filmleştirdiği bu eseri ilk olarak izlemek istedim ancak filmi sıkılarak bitiremeyince önce okuyup sonra filmini izlemek istedim. Kitabın vermeye çalıştığı ana mesajı beğenmiş olsam da oldukça argo dili ve müstehcen içerikli ifadeleri dolayısıyla herkesin okumaması gerektiğine inanıyorum. Tarz olarak sıkıcı mı yoksa ilgi çekici mi karar veremedim ve aynı şekilde okunmasa bir şey kaybedilir mi bilemiyorum ancak sıradışı bir dil görmek isteyenler için ideal olabilir.