Herkes çok neşeli, çok şık da giyinmişler, pahalı giysiler seçmişler, hepsi de
rengarenk, insanın gözleri yanıyor onlara bakarken, bir panayır yerini
andırıyor burası, bir maskeli baloyu anımsatıyor. Çok gürültülü, çok neşeli,
çok küstah...
Ve her şeyde kısa yaşam geçerli, kullanım süreleri kısıtlı. İnsanlar kendilerine yaşam boyu gerekli olan şeyleri, örneğin kalıcı bir eğitimi, kişisel çabalarıyla, kimi zaman da eziyetle elde etmek zorunda kalıyorlar.
Toscanini kendini üzerinde çalıştığı esere verdiği anda bütün beklentileri, kutsal bir amaç uğruna gerçekleştirilen terör eyleminin gücüne ulaşır. Bu güçten çevresine yayılan dayanılmaz duygular önce kötürüm edicidir, ancak sonra çabucak kendi sınırlarını aşar, yükseklere ulaşır.
"Hepimiz biliriz günün birinde öleceğimizi, onun içimizde yaşayıp büyüdüğünü, fakat rahat yaşayabilmek için onu düşünmek bile istemeyiz; sanki sonsuza kadar nefes alacakmışız gibi yaşar dururuz."
Duygular ötelerdeki sevdiklerini görmek arzusuyla sürekli, hiç aralıksız
zorluyor gecenin karanlığını. Binlerce düşüncenin hareketi uykuda derin
mağaralar açıyor, sallanan yapısı ikide bir olduğu yerde çöküyor,
yalnızlığının üzerine karanlık iniyor. Ve geceleri uyanık olan insanlar artık
gündüzleri daha da uyanık.