Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yenmek ve yenilmek diye bir şey yoktu. Bunlar insanların oluşturduğu zaman tasarımlarının içinde yüzüp duran, keyfi kavramlardı.
Sayfa 356Kitabı okudu
Reklam
"İnsanlar vardır, gitmektedirler. Başkaları ise gelmekte. Çabuk gelen çabuk da geçer, gider. Bir arabanın penceresinden bakmak gibidir, hiçbir şey, hiç kimse kalıcı değildir. Daha fazlasını ben de bilmiyorum."
Sayfa 246 - John FranklinKitabı okudu
"Kullanılmayan yetenekler, olmayan yetenekler demekti."
Sayfa 186 - Opm-Ruffel YayıneviKitabı okudu
>>Kadınların da ne zamandan beri bilimde yeri var artık?<< dedi, >>Evde kalıp muhallebi pişirseler ya!<< Kadınlar işitmişti. Genç olanı öne eğildi: >>Ama muhallebi hazır bile!
Sayfa 169Kitabı okudu
"Nasıl beceriyorlardı ki bu işi, bakmamayı? İyi olan ne varsa, görmez olmuş gözleriyle harcayıp geçiyorlardı."
Sayfa 154 - Opm-Ruffel YayıneviKitabı okudu
Reklam
" Öğrendiklerinizi çoğunluğu unutun " ve " kalın kafalı olun ", Montaigne'in nasıl yaşanır sorusuna verdiği en iyi yanıtlardan ikisi oldu. Bunlar ona üstünkörü değil de, bilgece düşünme özgürlüğünü verdi; başka insanları ağına düşüren bağnaz kavramlardan ve budalaca aldatmacalardan kaçınmasını sağladı, düşüncelerini gittiği yere kadar izlemesini izin verdi; ki bu onun gerçekten yapmak istediği tek şeydi. Ağır işleyen bir zekayla unutkanlık sonradan terbiyeyle edilebilirdi, ancak Montaigne ikisine de doğuştan sahip olduğu için kendini şanslı sayıyordu. (Montaigne ilk kez 20. yüzyıl sonlarında ortaya çıkan ve giderek kültleşen "Yavaş Hareket" akımına muhteşem örnek olurdu. Bu akımın takipçileri, aynı Montaigne gibi, işleri ağırdan almayı ilkeleri bilirler. Yavaş hareket akımının temeli Sten Nadolny'nin Kuzey Kutbu kaşifi John Franklin'in hayatını anlattığı Yavaşlığın Keşfi adlı romanına dayanır.)
182 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.