"Rabbinin ayetleri kendisine hatırlatılıp da sonra yüz çevirenden daha zalim kim olabilir? Şüphesiz ki biz, suçlu günahkarlardan intikam alacak olanlarız."
Secde, 22.
Cehennemi görmüş gibi bakıyor, ama cennet gibi gözüküyor.
Tüm o kaleleri bu kız yıktı ise, neden bu kadar üzülüyor ?
Av gibi yürüyor, ama avcı gibi düşünüyor.
Bütün o canları o kurtardı ise, neden şimdi saklanıyor ?
Kuş gibi süzülüyor, ama kanatsızmış gibi çırpınıyor.
Uçsuz bucaksız gökyüzünü gözlerine sığdıran o ise, neden uçmayı unutup düşüyor?
Prensesmiş gibi algılanıyor, ama suçlu gibi davranıyor.
Olduğunu iddia ettikleri her şey yalansa, bu kız o gözler bakmadığında kim oluyor ?
- ʚїɞ
Ne oldu? Nasıl oldu? Neden böyle oldu? Hani planlarımız vardı? Kim suçlu...
gibi gibi soruların olasılıklarını düşünmek yerine peki aslında bütün olasılıklar ve yaşananlar şu anın olması için yaşandıysa? O zaman geçmişin tozlu sayfalarını aralamak yerine geleceğin kitapları için kütüphaneler inşa etmeye başlamak gerek.
G. Selim D.
Beyaz Kentin Sesizliği
İzlediğim en kötü İspanyol filmi.
Birkaç günde bitirdim.
Bir film bu kadar berbat olur.
Oyuncular çok kötüler rol yapamıyorlar. Klişeler çok fazla
Konu, biraz iyi ama işleyiş tarzları berbat
Filmin %75'i koşudan ibaret, ana karakterin koşusuda çok komik. Katilin kim olduğunu hemen göstermek bana göre iyi değil, tahmin yürütmeyi daha çok
“Bu Dünyada Ahde Vefa Kalmamış!” Dedirtmem
Hz. Ömer Ömer Radiyallahü Anh’ın hilafeti döneminde, gerçekleşen gerçek ve muhteşem bir hikâye…
Hz. Ömer Radiyallahü Anh, Ashab-ı Kiram ile beraber bir mecliste oturuyorlarken, karşıdan üç kişinin gelmekte olduğunu gördüler. Bu gelen kimseler, bir delikanlıyı yakalayıp ellerinden sıkıca tutmuşlar ve belli ki halifenin huzuruna çıkarmak üzere
Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün yazdığı “Kusursuz Cinayet” kitabı çıktı…
Kusursuz Cinayet var mıdır, yok mudur? Kusursuz cinayetlerin peşinde adli tıp ve adli bilimler…
İnsan vücudu ilk ne zaman kesilerek incelenmeye başladı ve otopsinin tarihsel gelişim süreci? Rembrant’ın Dr.Tulp’un Anatomi Dersi tablosunun esrarı…
Yürüyen
“Kaçtı kaçıncı uçurtma bak elimizden, kim suçlu ipi göğe salan mı?”
🎶 Dönmem Ona, Fatma Turgut
Suç,Suçlunun Nazariyesi ve Fırsat
Tüm cinayetlerin mukaddimesi, yapacağını kendine makul hâle getirmedir. Cinayetler, savaşlar,kırmaklar, üzmekler;insanı zedeleyecek neler varsa bunlar önce kafalarda işleniyor. Bir kere makul geldikten sonra bir cinayet,onu işlemekte ne var ki? Bir insanın ölmesi gerektiğine gerçekten inanan biri niçin vicdan azabı çeksin ki? Bir adamın malında
Bir zamanlar
Bir çocuk düşün şimdi,
Bir kalemle ömrünü bir resme adamış.
Bir çocuk düşün ki...
Bir kalem bitince resmi de yarım kalan.
Bir çocuk bu işte.
Hayatını çizemeden kalemi biten.
Yargıla bu şerefsizi, kim suçlu?
Kim suçlu, o kalemi küçük veren mi?
Kim, kalemsiz: ressam veren mi…
Mahkeme mi burası?
Al eline kalemi, çiz bakalım resmi.
İş de sana şahit, iş de sana delil.
81. "Siz babanıza dönün ve deyin ki: "Ey babamız! Şüphesiz oğlun hırsızlık etti, biz ancak bildiğimize şahitlik ettik. (Sana söz verdiğimiz zaman) gaybı (oğlunun hırsızlık edeceğini) bilemezdik."
82. "Bulunduğumuz kent halkına ve aralarında olduğumuz kervana da sor. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz."
83. Yakub,