Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Şükrü

Şükrü
@sukrub
lisans
12 okur puanı
Nisan 2016 tarihinde katıldı
Menfaat yaşamak ister, ahlâk yaşatmak ister; bir arada asla barınamazlar.
Dergâh yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yarım ilim ve yarım ahlâk her felaketi getirebilir.
Dergâh yayınlarıKitabı okudu
Batı'nın fikir mahsullerini şüphesiz ve tenkitsiz, saf bir itaatle alan dimağlar, bu fikirleri getirmekle ilim yaptıklarını zannettiler. Tercüme ile taklitten ibaret münevver faaliyeti, hakikat aşkını doğuramazdı... Mektepte öğretim, hakikat araştırma yollarını bulunduracak yerde, Batı'nın fikir pazarından aldıklarımızı genç dimağlara nakletmekten, ezberletmekten ibaret bir çalışma oldu.
Sayfa 94 - Dergâh yayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bugün talebelik artık ilim yolculuğu değil, diploma avcılığıdır.
Sayfa 90 - Dergâh yayınlarıKitabı okudu
Yabancı kültür dilenmekle, zannedilen garblılaşmak da mümkün değildir. Deve hamuru yemekle deve olunmaz, deve olarak doğmak lazımdır. Yabancı kültür, sadece milli kültür ağacının köklerini kurutur, onu soysuzlaştırır.
Sayfa 63 - Dergâh yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir fikir ileri sürüyorsunuz; lakin acaba Almanlar da böyle mi düşünüyor? Bir iş yapacaksınız; acaba Amerikalılar da böyle mi yapıyorlar? Aşağılık karmaşasından gıdalanan bu taklit içgüdüsü, zehirleyici bir parazit gibi bütün hür düşünceyi ve bahtiyar iradeyi bizde boğmuş bulunuyor.
Sayfa 26 - Dergâh yayınlarıKitabı okudu
Mısır valisi Amr el-Ass'ın oğlu Abdullah, bir gün haksız olarak birini tokatlamıştı. Bunu haber alan Hz. Ömer, derhal Abdullah'ı çağırtıp, hac mevsiminde, babası önünde, tokatladığı adam tarafından kırbaç vurularak, kıyas yapılmasını sağlamış ve : "Analarından hür doğan insanları siz ne zaman köleleştirdiniz?" demiştir. Amr gibi güçlü bir vali bu olay karşısında asla sesini çıkaramamıştı.
Sayfa 137 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
Bu yol, ameliyat odasına giden koridor gibi küfür, çığlık ne dereceye varırsa varsın, hiç müteessir olmadan sadece hak ve hakikate, şifa ve saadete eriştirmeye mecbur geçit...
Sayfa 205Kitabı okudu
"Ama başka insanların yüzüne bakabilmek için ilk önce kendi yüzüme bakabilmeliyim. Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır."
Sayfa 135 - SEL YAYINCILIKKitabı okudu
İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır.
Sayfa 117 - SEL YAYINCILIKKitabı okudu
Reklam
"Atticus, davayı kazanacak mıyız?" "Hayır, tatlım" "O zaman neden..." "Daha başlamadan yüzyıl önce davayı kaybetmiş olmamız demek kazanmaya çalışmayacağız anlamına gelmez"
Sayfa 98 - SEL YAYINCILIKKitabı okudu
Uçurumun kenarındayım Hızır Ulu dilber kalesinin burcunda Muhteşem belaya nazır Topuklarım boşluğun avcunda Derin yar adımı çağırır Dikildim parmaklarımın ucunda Bir gamzelik rüzgâr yetecek Ha itti beni, ha itecek
Ah, insanlar niçin her şeyi anlamıyorlar? Beş dakika, on dakika, yarım saat kendilerini unutsalar, kendilerini karşılarındakinin yerine koysalar, tam onun gibi -fakat hiç eksiksiz ve tam- onun gibi duysalar her şey ne kadar yerli yerinde olacak. Hayır! İlla ki zıddiyetler, öfkeler, yanlış anlaşmalar, kıskançlıklar, inatlar, şüpheler, hakim olmak arzuları ....
Sayfa 84 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
Dil, fertlerin isteklerine göre şekil alan bir müessese değildir. Onu tarih ve millet yaratır.
Sayfa 200 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Bu nesil, binlerce yıllık Türk kültürünün içinden geçmek ve eski eserlerin terbiyesini almak suretiyle olgunlaşabilir. Tarihi kültürün terbiyesini almayan yeninin vücuda getirdiği eserler çiğ, ham ve çirkin olur. Tarih, alttan alta yeni nesilleri de kendi yoluna sokar ama olgunlaşmak için aradan çok zaman geçer.
Sayfa 78 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Türkler, kendine has kültür değerlerini bilmedikleri, onlar üzerinde kafa yormadıkları, onların milli varlık bakımından taşıdıkları değeri ölçemedikleri için, pek çok şey kaybetmişlerdir. Bir millet, kendisini hiçe sayarak yabancıların manevi kölesi olursa, er geç maddi kölesi de olur. Hikmetin esası, ferdin ve milletin kendi kendisini bilmesidir.''Milli şuur'' kendi milletinin varlığını tanımak ve bilmek demektir.
Sayfa 36 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Bir kültürün içinde yaşamak başka, onun üzerinde düşünmek başka bir şeydir. ''Milli şuur'', adı üstünde bir ''şuur'' yani ''farkına varış'', yeni deyimle ''bilinç'' demektir.
Sayfa 36 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Şairin: ''O mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler.'' dediği gibi , milletler de umumiyetle kendilerinin vücuda getirdikleri kültür eserlerinin değerlerini pek fark etmezler. Bunun sebebi, yarattıkları eserlerin onlara çok tabii gelmesidir.
Dergah YayınlarıKitabı okudu
Bu anarşistler arasında Kör Ali adında bir hoca da vardı ki, ortalığı velveleye vermekle kalmamış, köprüden geçen şeyhülislamlık arabasının camlarını kırarak Şeyhülislam'a hakaret etme cüretini göstermiştir. Halbuki hürriyet kendilerine verilmişti... Bir zamanlar dünyayı titreten koca Osmanlı Devletinin Şeyhülislamına halkın içinde küfretmekten daha fazla ne hürriyet istenirdi bilinmez ki?
Sayfa 103 - beyan yayınlarıKitabı okudu
Suçluyu kazıyınız, altından insan çıkar. Amaç, suçluda ki insanı değil, insandaki suçluyu yok etmektir, 'Islah edilemeyecek suçlu yoktur, yeter ki bilim bunun çaresini bulabilsin
Kimsenin yüzüne karşı söyleyemediğini arkasından söyleme ve bil ki arkadan konuşma korkaklığın en iğrenç şeklidir.
Sayfa 57 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gök kubbe altında yepyeni hiçbir fikir yoktur. En yeni fikir, eski bir fikrin yeni bir elbise giymişidir.
Sayfa 56 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Biz Türkler, garp milletlerinin hiçbirinden daha az zeki ve çalışkan değiliz. Bilakis müşadelerime(gözlemlerime) dayanarak söylüyorum ki, Türk ferdi dünyanın en zeki, ferasetli(anlayışlı) ve çalışkan insanlarındandır. Bununla beraber, garp milletinden daha geriyiz. Çünkü zekamızı metotlu ve rasyonel bir şekilde kullanmıyor, zaman ve kuvvet israf ediyoruz.
Sayfa 50 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Saadet, define gibi bir tesadüf kazması darbesiyle bulunuveren bir nimet değildir. O ne şanstır, ne mirastır, ne piyangodur, ne mevki ve servettir. Saadet, cehd ile ve irademizin kuvvetiyle zapt edebileceğimiz bir kaledir.
Sayfa 19 - kubbealtı yayınlarıKitabı okudu
Namusluluk, insanın vicdanı ile baş başa kaldığı zaman ona verecek utandırıcı bir hesabı olmamak demektir. Bu ise, emin ol ki, mesut olmanın ve iç huzuru ile yaşamanın ilk ve en zaruri şartıdır.
Yaşlı tel-kui bazı insanlara benzer. Her şeyi bildiğinden, çevresine ne olduğunu görmek için asla bakmaz. Başı bir şey öğrenemeyecek kadar yüksektedir.
Sayfa 18 - BüyükbabaKitabı okudu