Bir peri kızıdır ki görünmez göze,
Onunla yaşarım daim öz öze...
Ben sükut edince o başlar söze:
Ruhumun onunla izdivacı var.
Ben aşık bir kalbim cananım odur:
Elinde gönlümün öz ilacı var...
Demeyin mevcut değil, hayaldir,
Vücut metin değil, bence mealdir.
Meselâ dildeki kuvve-i zâikayı Fâtır-ı Hakîmine satmazsan, belki nefis hesabına, mide namına çalıştırsan, o vakit midenin tavlasına ve fabrikasına bir kapıcı derekesine iner, sukut eder.
Eğer Rezzâk-ı Kerîme satsan, o zaman dildeki kuvve-i zâika, rahmet-i İlâhiye hazinelerinin bir nâzır-ı mâhiri ve kudret-i Samedâniye matbahlarının bir müfettiş-i şâkiri rütbesine çıkar.
Çocuklara bazen şöyle diyorum:
Hayâlperest olmayın. Hep sükut-ı hayâle uğrarsınız. Ayağınız yer tutmaz. Gerçeklerden kaçar kaçar hayallerinize sığınır, hayâl kurduğunuz sürece de doyar, tatmin olur, ama başarmanız gereken küçücük işleri bile altedemezsiniz.