Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir insan başka bir insanın bütün boş çekmecelerini doldurabilir mi? Âşıkken doldurdu zannediyoruz işte. Aşktan uyanınca da, boş çekmecelerle ne yapacağımızı şaşırıyoruz.
Kainat kayıtsız, hayat sonlu, ben sınırlıyım.
Reklam
Her şey egosantrik bireyin kendinden yola çıkarak bildiği gibidir. İnsan canlısı bugüne kadar "Yağmurun ilk damlası hep bana düşüyor!"dan, "Öleceğini bilen tek canlı insandır'a kadar her alanda egosantrik düşünce üretmiştir.
İnsan boşluğun kıyısında en çok kendinden korkar. Düşerim korkusu değil o. Atlarım korkusu."
Kişilik, bilgisayar biliminden ödünç aldığım bir metaforla yazılım (software) gibidir. Deneyim yoluyla yüklendiğimiz baş etme mekanizmaları ve savunmalardan oluşur. Ama bir de donanım (hardware) vardır ki; beden, mizaç, zekâ, sezgi/algı kapasitesi, duyarlılık, yeni deneyimlere/öğrenmelere açıklık, espri anlayışı, kavrayış gücü gibi unsurlardan oluşur. Bunlar ağırlıklı olarak doğuştan gelen özelliklerimizdir ve her kişilik yapısında bireye çekici gelebilirler. Dolayısıyla bazen donanıma çekim duyar ya da âşık olabiliriz; romansı, tutkuyu, fanteziyi donanım ile yaşayabiliriz. Ama ilişkiyi hemen her zaman yazılım ile sürdürürüz. Yani bizi ötekine bağlayıcı unsur onun doğuştan gelen çekici özellikleri olabilir ama ilişkiyi yürütücü unsur kişiliktir ve kişilik sorunluysa ilişki de sorunludur.
Sayfa 154 - Destek YayınlarıKitabı okudu
“Mutluluk insanın ardından gelir, onun ardından gidilmez.” Viktor Frankl
Reklam
Kitaba ara vermeme sebep olan o soru
Gerçekten değersiz olduğun için mi sana değer verilmiyor, saygı gösterilmiyor yoksa yanlış kişilerin gözünde mi değer kazanmaya çalışıyorsun?
Sayfa 170 - Destek YayınlarıKitabı okudu
"Erotik ile pornografik arasındaki ayrım: Kişi bedeni ve ruhuyla tanışık ve barışık değilse cinsel duygusal ihtiyaç ve arzularının farkında değilse, onlara sahip çıkmıyorsa, popüler kültürün "seksi" olarak servis ettiği imgeleri, giyim-kuşam, duruş ve tavırda taklit ederek seksi görünme ya da davranma çabasına girebilir. Sonuç erotik değil pornografik olur. Çünkü ponografik olan, taklit ve sahtelik içerir, hissetmeye ve yaşamaya değil ötekini etkilemeye yöneliktir. Erotik olan ise gerçektir, çünkü duyumsal ve yaşantısaldır. Erotizm oluşa özgüdür, pornografi ise teşhire." Şule ÖNCÜ
İlişki, içinde ve yaşamında ötekine yer açmaktır. Kendiyle dopdolu olanların yapamadığı şey, bu yer açma işi.
Cinsel fantezi ya da arzular, sosyal kimliklerle, değer, inanç ve ideallerle örtüşmek zorunda değildir. Bilakis iç denge için kimliklerine karşıt fanteziler geliştirmiş olabilirsin. Örneğin iş yaşamında çok önemli, hayati kararlar veren güçlü bir yönetici ya da cerrah olabilir ama yatakta hükmedilmek, teslim olmak isteyebilirsin. Kamusal alanda eşitliği, adaleti, insan haklarını savunan idealist bir hukukçu, akademisyen ya da aktivist olabilir ama yatakta bağlanmayı, acıtılmayı, aşağılanmayı düşleyebilirsin. Doğaldır, normaldir. Cinsel tatmin, kendini tutmanın, bastırmanın, utancın bittiği yerde yaşanır.
Reklam
Yaşarken mutsuz geçtiği düşünülen dönemlere yıllar sonra dönüp baktığında o zamanlar aslında mutlu olduğunu fark eden çoktur. Mutluluğu mutluyken algılamak (görünce tanımak), olgunlaşmanın bir getirisi/göstergesidir.
Takılma kültürü, romantik ilişkinin taşıdığı duygusal riskleri minimize etmek adına "ötekine kapılmamak" prensibiyle çalışır ama paradoksal şekilde tam da bir "kapılma" halidir. Teknolojinin sunduğu sonsuz seçenek yanılsamasına ve narsisistik bireyi yücelten sistemik propagandaya kapılma, sürüklenme, savrulma ve kendini kaybetme hali.
Sayfa 117Kitabı okudu
Büyüklenmeci narsist ötekileri araçsallaştırdığı çıkar ilişkileri kurar. Kendinden daha üstün gördüğü, ilişki kurarsa onu daha iyi yere taşıyacak olan kişilere uzanır. Bireyler onun için kolayça yenisiyle, daha avantajlı olanıyla yer değiştirebilir niteliktedir. Üzerinde tahakküm kurabildiği ya da elde ettiğini düşündüğu bireylerin genellikle onun için bir önemi kalmaz
Birey olumsuz yaşam deneyimlerinin ardından depresif pozisyon alabilirse, hastalığını hastalanabilirse iyileşir. Yoksa ömrü Kafkaesk bir oluşla, hastalığının kapısında bekleyerek geçer.
Sayfa 157Kitabı okudu
Üstüne titrediğimiz, aşırı koruduğumuz, kayırdığımız, şımarttığımız kişiyi güçsüz bırakırız.
495 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.