Ne zaman Eyüp Sultan'a gitsem, Ebu Eyyûb el-Ensari Hazretlerinin türbesine girsem iç türbe kapısında iki isim kendilerini hatırlatırcasına eserleriyle göz kırpar. Caminin avlusunda ilk girdiğimiz kapı, sahabemizin türbe kapısı değil. 1. Ahmet Han'ın yaptırdığı bir ziyaret duvarıdır. Asıl türbe Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış, çinilerle kaplı içerideki sekizgen yapıdır. Bu iç türbenin iki kapısı vardır. Kapıyı örten tunçtan mamul büyük kapı 1. Abdülhamid Han tarafından yaptırılmıştır. Sarıya çalan rengiyle yarı açık duran ve Eyüp Sultan'ın sandukasını görmemizi sağlayan bu kapının hemen önünde bir de sedef kakma çarpma kapı görülmektedir. İşte bu kapının sanatkarı 2. Abdülhamid Han'dır. Çarpma kapı denilince bizim neslin aklına Red Kid çizgi filmlerinde bir tekmeyle açılıp kapanan bar kapıları gelir. Meğer bu kapı tarzı bizde de varmış; bir padişah tarafından șekillendirilebiliyor, üzerine sedefler kakılıyor ve bir sahabenin türbe kapısına konabiliyormuș.
Sayfa 145 - Timaș yayınlarıKitabı okudu
Bu arada Abdülhamid Han sadece Șișli Etfal Hastanesini yaptırmakla kalmaz. Yeri gelmişken belirtelim: Onun devrinde Osmanlı, sağlık alanında da bir dizi reform yaşar. Mesala 1883'te Beyoğlu Nisa, yani Emrâz-ı Zühreviye Hastanesi açılır. Bu, imparatorluğun ilk doğumhanesidir. Aşı üretimine önem veren Zat-ı Șâhâne, 27 Temmuz 1892 tarihinde
Sayfa 85 - Timaș yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yıldız sarayına genç yaşında giren Çerkez hanım, hatıralarında, sarayda yüzünün güldüğünü hiç görmediği bir hanımdan bahsediyor: Abdülhamid Han'ın üçüncü ikbali, yani eşi Fatma Pesent Hanımefendi. Fatma Pesent Hanım'ın bir kızı dünyaya gelir. "Hatice" adındaki bu dünya tatlısı yavru daha sekiz aylıkken birden rahatsızlanır. Abdülhamid Han, Ulviye Sultan'da yaşadığı acının benzerini yaşamakta, yüreği dağlanmaktadır. Doktorlar seferber edilir, ancak bir çare bulunamaz. Onca uğraşlara rağmen küçük Hatice eriyip gitmektedir. Aynı acıyı bir kez daha yaşamak istemeyen Abdülhamid Han'ın nice geceler dualar ettiğini, secdelere kapanıp "Allah'ım evladımı bana bağışla" diye yakardığını kızı Ayşe Sultan anlatmaktadır. Ancak ilahi takdirin önüne geçmek ne mümkündür! Küçük Hatice Hakkın rahmetine kavuşur. Bu ikinci vefat sonrasında Abdülhamid Han, eşi Fatma Pesent Hanım ile beraber bir karar alır. Evlatlarının kaybı onlara, halkın içinde evlat acısı yaşaması muhtemel nice çocuk sahibi anne babanın durumunu düşündürmüștür. Abdülhamid Han, Hatice Sultan'ın vefatı sonrasında Fatma Pesent Hanım ile birlikte bir "Çocuk Hastanesi" yaptırmaya karar verir. Almanların çocuk hastanelerini örnek alarak, alet ve edavatlarını tamamen dışarıdan getirterek o günün şartlarında çok çok iyi durumda bir çocuk hastanesi kudurur. Çerkez Leyla Hanım hatıralarında, Yıldız Sarayında yüzü gülmeyen Fatma Pesent Hanım'ı anlatırken bunu da ekler: "Fatma Hanım haftanın birkaç günü Șișli Etfal Hastanesine gider, gün boyu hasta çocukların bakımları ile ilgilenirdi."
Sayfa 83 - Timaș yayınlarıKitabı okudu
Perestu Kadın; yirmi sekiz yıllık Valide Sultanlığı ile, Hatice Turhan Sultan'dan sonra Valide Sultanlık makamında en uzun süre oturmuş ikinci kişi olarak tarihe adını yazdıracaktır.
Sayfa 37 - Timaș yayınlarıKitabı okudu
1876 yılında, Abdülhamid Han tahtta çıktığında, padişahı dünyaya getiren hanım olmadığı halde Valide Sultan ilan edilmiştir Perestu Kadın. Osmanlı tarihinde doğurmadığı bir sultanın validesi unvanını alan tek kişidir.
Sayfa 35 - Timaș yayınlarıKitabı okudu
Bir gün İstanbul'da Boğaz turuna çıkarsanız Ortaköy Camii'nin hemen yanında içi boş, sıvasız tuğladan büyük bir bina göreceksiniz. Bu yapı 2. Mahmud'un ablası Esma Sultan'a aittir. Çerkez göçü sırasında Esma Sultan'da bu göçmenlere sahip çıkmış, nicesini kendi sarayında himaye etmeye çalışmıştır. Bağrına bastığı çocuklardan birisi de Perestu'dur. Ortaköy sahilinde uzanan bu muhteşem sahil saray, Perestu Kadın'ın saray incelikleriyle eğitildiği, padişah analığına hazırlandığı mekan olacaktır. Esma Sultan, manevi kızı olarak gördüğü Perestu'yu bir süre sonra yeğeni Abdülmecid Han ile evlendirmiștir. Perestu'nun çocuğu olmayacaktır; ancak Allah ona, Osmanlı tarihinde tahtta en uzun kalan birkaç padişahtan birini evlat olarak gönderecektir. Șehzade Hamid Efendi, yani 2. Abdülhamid Han..
Sayfa 34 - Timaș yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.