İran Edebiyatı zerafeti ...
Tamamen bugün de İran Edebiyatı okuyalım diyerek elime rastlantı ile aldığım bir eser oldu. İyiki güzel rastlantılar var ...
Kitaplarla karşılaşmamızın ihtiyacımıza göre olduğuna inananlardanım.
Dönem dönem yaşadığımız zayıflıklarımız, eksikliklerimiz veya duygusal boşluklarımız hayat denilen ölüme hedefli yolculuğumuzda peşimizi asla bırakmayan yoldaşlarımızdır. Ve bu yoldaşlarımızın kimi zaman hadlerini bildirmek için karşımıza bazı eserler çıkar. İşte benim için de bu güzel eser böyle oldu.
Öylesine nahif, öylesine zarif, duygu yüklü ve dokunsan incinecekmiş gibi dizeler var ki hepsini tek tek paylaşmak istedim. Ki sanırım çoğunu paylaştım :).
Eser yazılmamış da yaşanmış gibi; nefes alıyor sözcükler, canlıymışçasına ...
" Ruhum, nesnelerin tazeliklerine akar,
Benim ruhum, gençtir.
Ruhum bazen heyecandan kekeler,
Benim ruhum, işsizdir:
Yağmur damlalarını, duvardaki tuğlaları sayar,
Ruhum bazen yol ağzında duran bir taş gibi gerçektir. "
Hoş bir ezgi eşliğinde saatlerinizi keyiflendirmek isterseniz, dünyaya baktığınız pencerenin genişleyip ferahlamasını isterseniz buyrun okuyun derim.
Varoluşun bulantısını geçip bu kez lezzetine varalım.
İnce ve titiz...