Ne yazık ki "demokrasi" adı verilen bir manipülasyon oyunu, orta zekalıların elinde mutlak bir iktidar aracı haline geldi. Platon'un "Ülkeleri filozoflar yönetmeli" tezi, "Ülkeleri orta zekalı lumpenler yönetmeli" ilkesine dönüştü.
"Palyatif toplum acıyı tıbbileştirerek ve özelleştirerek siyasetten arındırır. Böylelikle acının toplumsal boyutu baskılanır ve bastırılır. Yorgunluk toplumunun patolojik dışavurumları olarak yorumlanabilecek kronik ağrılar hiçbir protestoya yol açmaz. Neoliberal performans toplumundaki yorgunluk bir ben-yorgunluğu olduğu ölçüde apolitiktir. Bitap düşmüş narsisist performans öznesinde görülen bir semptomdur. İnsanları biz olarak bir araya getirmek yerine tekilleştirir. Bir topluluğun oluşmasına yol açan biz yorgunluğundan farklıdır. Devrime karşı en iyi tedbirdir ben yorgunluğu. "
Adorno "diken diken olan tüylerin" ilk estetik resim olduğunu söyler. Ötekinin baskınının ifadesidir. Ürpermekten aciz bir bilinç, şeyleşmiş bir bilinçtir.
Adorno'nun sanatın "dünyaya yabancılık" olduğu şeklindeki ifadesi henüz geçerliliğini koruyordu. Beğenilirlik sanatı bu anlamda bir çelişkidir. Sanat yabancılaştırmak durumundadır, rahatsız, huzursuz etmeli, hatta acı vermelidir. Mekanı başka yerlerdir. Memleketi yabandadır. Sanat eserine halesini veren tam da bu yabancılıktır. Acı, tamamen farklı olanın giriş yaptığı yarıktır. Tamamen farklı olanın olumsuzluğudur sanatın hakim düzene bir karşı anlatı oluşturmasını sağlayan. Beğenilirlikse aynı olanı sürdürür.