“Biz modern insanların karnı tok olsa da gözü hep aç! Bu yüzden ihtiyacımız olmayan her şeyi midemize ve cebimize dolduruyoruz. Midemiz ve cebimiz şiştikçe vicdanımız ve dünyamız fakirleşiyor.”
Soytarı çiçekleri…Aslında yazarın hayatını bilmeden adından etkilenerek okumaya başladığım bir eser. Kitabın baş karakteri Yozo ve sevgilisi intihar girişiminde bulunmuş fakat sevgilisi ölürken Yoza ise hayatta kalmış ve bir sanatoryuma yatırılmış kitap burada geçen kısa günleri anlatıyor.Yozo ve onunla birlikte bu süreci yaşayan yakınları ve arkadaşları ise bu intihar girişiminin aksine hiçbir şey olmamış gibi sıklıkla gülüp geçmeyi normal hayatlarını yaşamayı seçiyorlar yani kitaba adı verilen bir soytarı gibi…Fakat ara ara yazar kendi düşüncelerini de bizlerle paylaşıyor. Yazdıklarını,kendini, karakteri eleştirebiliyor ve vicdan emareleri üzüntü ve içten içe yaşanan o keder hali hissedilir oluyor. Eser kısa ve akıcı Japon edebiyatı okumayı sevenlere tavsiye…Bana gelirsek; her ne kadar kendimi okumaya zorlasamda, sevmeye çalışsamda bana göre değil bu Japon edebiyatı :D
Esaret şehrinde bir kitapçı….Yahudi soykırımının olduğu zamanlarda insanların yaşadığı acı,hüzün ve en önemlisi umut dolu anları bize anlatan bir eser. Kitabı okurken pek çok duyguyu aynı anda hissedebiliyorsunuz özellikle de umut etmenin ve vazgeçmemenin güzel bir örneğini bize sunuyor…Ben kitabın akıcı olmasını,duyguları okura aktarımını çok beğendim hem de bahsedilen dönem açısından da bana bir pencere açmış oldu.Okuma listesinde yer açanlara tavsiye ederim :)
“Hepimizin olmasını istediği dilekleri vardır ama senin de bildiğin gibi,o dileklerin çoğu fedakârlık yapmadan gerçekleşmez.Hayatın bizi dengede tutma yolu bu,öyle değil mi ?”