1/500
"Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm"
Hayatın anlamını ararken, bunu ölüme en yakın olduğu vakit, kariyerinde hedeflediği yere nihayet ulaşacakken ve ölmek için genç diyebileceğimiz bir yaşta, 36 yaşında kanser hastalığıyla herkesi eşitleyen o son ile bizlere anlatan bir yazar ve beyin cerrahı Paul'un hikayesi. Bu da onun ilk ve son kitabı, yaşama ve ölüme dair. Ölümü hissettirebildiği için yaşadığınızı, kaçırdığınız ufak ayrıntıları, vakitleri, duyguları ve nefes almayı hatırlatan... Bunlarla sizi tekrardan tanıştıran bir kitap. "Kusursuzluğa ne kadar yaklaşırsanız yaklaşın asla ulaşamazsınız, ama yaklaşmak için hiç durmadan çabalayacağınız sonsuz bir hedefe pekala inanabilirsiniz." diyor 113. sayfasında.
Kendimi son sayfalarında karısının anlattığı Paul'un mezarı gibi hissediyorum, yani kitapta kendime orada yer edinebildim ancak. İnsanlar karakterleri seçer genelde hikayede, masalda veya bir filmde. Ben bi duygu olmayı, gökyüzü, ağaç veya bir kuş olmayı tercih ederdim sanırım hem hem sadece bir hikayede kalmazsın böylece.
Karısı mezar yerini "Burası huzur dolu olduğu kadar zorlu bir yer. Hem herkese açık hem de olabildiğince ıssız" diye anlatmış. Kocası hakkında son söyledikleri ise şöyle:
-"Bu kitabı yazan adam; kırılgan ama asla zayıf değil. Ölümle kol kola yaşamanın öyküsünü yazdı."