Seyyid Hüseyin Nasr'a göre "Çağdaş insan, tabiatı kendisinden yararlandığı ama kendisine karşı ayrıca sorumlu da olduğu bir eş gibi değil, bir fahişe gibi görmektedir; kendisine karşı hiçbir yükümlülük ve sorumluluk duygusu beslemediği bir fahişe. " Benzer bir şekilde meseleye yaklaşan Taha Abdurrahman da tabia-tın bir "metres" (mistress) olmadığını gündeme getirir ve "insanın annesinin rahminden çıktığı gibi aynı zamanda tabiatın da rahminden çıktığını ve annenin asla metres olamayacağını" ifade eder.
S-v-e/سوأ سوء: İnsana üzüntü veren her şeydir: Dünya ve âhiret işleri; ruh ve bedenle ilgili durumlar; mal, makam/ şan/şöhret yitirmek ve bir dost kaybetmek gibi harici şeyler. تَخْرُجُ بَيْضَاء مِنْ غَيْرِ سُوءٍ : Kusursuz olarak bembeyaz çıksın (20/Tâhâ 22) yani ellerde bir hastalık olmaksızın. Bu, baras diye tefsir edilmiştir. Baras, ellerde meydana gelen bir çeşit hastalıktır. إِنَّ الْخِزْيَ الْيَوْمَ وَالْسُّوءَ عَلَى الْكَافِرِينَ Bugün rezillik ve kötülük kafirleredir! (16/Nahl 27) Bu âyette çirkin olan her sey سوء diye ifade edilmiştir. Bundandolayı (حُسنی )güzel'in karşısına konulmuştur.
Reklam
***Her güne bir Esma. El-Melik*** Rahmân, Arş'a kurulmuştur. Tâhâ suresi 5.Ayet
Yakın tarihte yaşanan bu örnek vakalarda, yerleşimci prototipinin mantığını ortaya koyacak üç temel yaklaşım göze çarpmaktadır: 1) Namaz kılan Müslümanların üzerine ateş edebilecek kadar ırkçı, 2) Yahudi bir başbakanı dinî gerekçelerle öldürebilecek kadar fanatik, 3) İşgal ettiği yeri, ne pahasına olursa olsun, terk etmemek için fizikî çatışmaya girebilecek kadar inatçı ve bağnaz.
Sayfa 180 - Ketebe Yayınları - 4. Baskı (Şubat, 2021)
Seküler bir ideoloji olan Siyonizm, Filistin'i ve Kudüs'ü hedef olarak gösterirken, Tevrat'tan ve Yahudilikten referans veriyordu. Ancak Siyonizm'in kurucu babalarının ve ilk temsilcilerinin ateist -veya en iyimser şekilde, agnostik- oldukları bugün artık biliniyor. Siyonizm, bu yönüyle, Filistin topraklarının işgalini ve Arapların vatanlarından sürülüp çıkarılmasını Tevrat'la meşrulaştıran bir din sömürüsüdür.
Sayfa 167 - Ketebe Yayınları - 4. Baskı (Şubat, 2021)
Öldükten sonra dirilen insanların toplanacağı yere mahşer denilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de bildirildiğine göre; Allah’ın insanları mahşerde topladığı gün, insanlar dünyada gündüzün bir saati kadar kaldıklarını zannedecektir. (Yûnus, 10/45) O gün mücrimlerin gözleri korkudan gömgök olacak, (Tâhâ, 20/102) kör, dilsiz ve sağır bir hâlde yüzükoyun haşredilecek, (Tâhâ, 20/124-125) bakışları perişan bir hâlde, dağılmış çekirgeler gibi kabirlerinden çıkıp çağırana doğru koşacaklar, (Kamer, 54/7-8) kâfirlerin yüzleri siyah ve kederli, müminlerinki ise parlak ve sevinçli olacaktır (Âl-i İmrân, 3/106-107; Abese, 80/38-43). Hadis rivayetlerinde ise mahşerin dümdüz bir yer olacağı, insanların çıplak, yalın ayak, sünnetsiz ve beden yapıları bakımından kusursuz olarak haşrolunacakları, mahşer yerinde beklerken güneşin yaklaşacağı ve terleyecekleri, insanların yaya, binitli veya yüzüstü sürünerek toplanacakları, bazılarını arkalarından bir ateşin kovalayacağı haber verilmektedir.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.