Vücutları tam tutsak; elleri belki uzanamaz ilerisine, eşyanın ve
belki gözleri, engellerin ötesini göremez. Yapılanlar ve arzu
edilenler, en iğrenç ve en üslupsuz işlerin, tehditkâr getirisiyle
de baş başa bırakmış olabilir. Veya tastamam suçsuz olan
bireyin, bileklerinde kelepçe ve pranga da tutunabilir. Fakat
ister mamur ister mahmur olsun fertler, dirençli ya da dirençsiz;
yaşanmışlıkların ötesinde, vücutların hapsedilmesinden ziyade,
kendi ruhi prangalarının daima sıkmasından ve geçmişte,
batağa sürüklemiş olan arzularının bu tehlikeyi pompalayan
tavrını, kendinden uzaklaştırarak gerçek egemenliğe ve
sıradanlaşmış, bayağılaşmış insanlığın vermiş olduğu basit
sanrı ve sancılardan geçip zihnen özgürlüğünü takınmalıdır.
Böylesine bir halde birey, eline geçirilen ve onu tamamen
hapsettiğini ve sindirdiğini zanneden iş bilmez insanlara karşın,
ruhen gelişimin tohumlarını toprakta çatlatmalıdır... Zamanla
süregelen durumlar karşısında gösterilecek hiçbir güç ve
kuvvet, insanlığın aradığı gerçek karşısında direnemez ve
parçalayamaz yapıda bulunur. İşkence ve zulüm; saklanmış
insani kötülüğün kisvesi olarak uçar, gider!..