Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tam olarak bu..
SENİ SEVDİM EFENDİM....
Herkes canını verecek kadar seni severken, kimseye yük olmamak için, kendi işini kendin yapışını sevdim. Başının ağrıdığını Öğrendiğimde, başımın ağrısını sevdim Kuşu ölen çocuğun evine taziyeye gittiğinde, Anne ve yavru köpekler için koskoca ordunun yolunu değiştirdiğinde, merhameti sevdim, hayvanları sevdim.."Benim çocuğum yok, ardımdan
Reklam
İnsanların sizi ne kadar önemsediği ya da önemsemediğini hiçbir zaman tam olarak anlayamazsınız. Çünkü önemseyip önemsiz davranmak zorunda kalanlar ya da hiç önemsemeyip aslında önemsemek isterken buna cesaret edemeyip kaçanlar vardır. Ama illaki önemseyip buna devam edenler de vardır ama böyleleri ya çok azdır ya da biz böylelerine şans vermiyoruzdur.
DEM PARTİ
Yarın bilindiği üzere yerel seçimler olacak Her ne kadar bu ülkede olan seçimlere olan güvenim yüzde sıfır olsa bile bu düzensizlige haksızlığa hukuksuzluğa karşı zalimce gaddarca öldürülen her bir kardeşim teyzem amcam için oyumu kullanmayı kendime borç olarak buluyorum zalimin zulmüne karşı nerde bir fısıltı bile olsa tepki varsa tam olarak orda o fısıltıyı bir sese o sesi zafer zılgıtlarına dönüştürmeyi kendime borç olarak biliyorum dem partisi kurulduğu yıldan itibaren onlarca kez kapanmasına rağmen benim ve halkımın sesi olmaya devam ediyor Kürt partisi olarak biliniyor ne mutlu bize ki bizde iki günde bir parti değiştiren karaktersizler yok ya bu dava uğruna yok gerekirse hayatlarının geri kalanını hapishanelerde hücrelerde geçirmeyi göze almış yiğitler var bu yiğitliğe karşı benim senin şerefli her kürdün yapması gereken biz buradayız bedenimizle ruhumuzla oyumuzla demeliyiz ölen ve bir mezarı bile çok görülen masum insanımız için cezası yüzünden gurbete kaçmış binlerce yazarımız sanatçımız gazetecimiz için geleceğini bu uğurda hiçe saymış mahkumlarımız için elimizi vijdamimiza değil aklımıza şerefimizi namusumuzu getirip her seçimden önce gelip iki üç Kürtçe kelime konuşup gidenlere değil bizden olan bizimle olanlara oyumuzu vermemiz gerektiğini düşünüyorum bilinmelidir ki %5 %10 %15 her ne kadar olursa olsun bu ses Kürtlerindir zulme boyun egmeyenlerindir asimile olmayı ret eden yuzbinlerindir bu paylaşımı okuyup bir Kürt kardeşimi bilinclendirdiysem ne mutlu bana
YORGUN İDEALİST
İleride en çok korktuğum şeylerden birisi YORGUN İDEALİST olmak. Hangi işi yaparsan yap "ortaya faydalı bir ürün" koymaya çalışmak isteyen lerin sayısı az oluyor. Çoğunluk kendini zevke, rahatlığa bırakmış durumda ve ortaya bir koymaya çalışanları da sevmiyorlar. Kendi meslektaşlarına sırf bu yüzden mobing uyguluyorlar. Zaten sistemin genel sıkıntılarıyla uğraşırken bir de bu insanı yoruyor. Seni ikilem de bırakıyorlar: İnsanlar mı ideallerin mi? İşte sınav tam da burada başlıyor. Her gün ama her gün bir seçim yapıyorsun. Yataktan kalktığında zihninde bu seçimi yapmanın verdiği yorgunlukla güne başlıyorsun. Ve bir gün geliyor yoruluyorsun. İlk başta idealist olan insanların çoğu birkaç yıl yıl sonra bu yorgunluğa mağlup olarak "Vasata talip" olmaya başlıyor. Herkes gibi olmaya, herkes gibi yaşamaya başlayıp emekliliğini bekleyen tiplere dönüşüyorlar. Benim de korkum bu tiplerden olmak. Allah korusun. Her gün kendimi yenmeliyim. Yorgun idealistlerden olmamanın tek yolu her gün o mücadeleyi vermek. Bitmek bilmeyen bir şevke ve taş gibi bir iradeye sahip olmak zorundayım. Tavizin tavizi doğurduğu şu dünyada ideallerimden taviz verdiğin her noktada kendimden bir şeyler eksileceğinin bilincindeyim. Yolun açık olsun genç adam. Yolunuz açık olsun idealleri olan insanlar. Bizim şevkimizi korumak ve ideallerimizi gerçekleştirmekten başka çaremiz yok. Allah'a emanet.
Bir bütünün parçaları
Vücutları tam tutsak; elleri belki uzanamaz ilerisine, eşyanın ve belki gözleri, engellerin ötesini göremez. Yapılanlar ve arzu edilenler, en iğrenç ve en üslupsuz işlerin, tehditkâr getirisiyle de baş başa bırakmış olabilir. Veya tastamam suçsuz olan bireyin, bileklerinde kelepçe ve pranga da tutunabilir. Fakat ister mamur ister mahmur olsun fertler, dirençli ya da dirençsiz; yaşanmışlıkların ötesinde, vücutların hapsedilmesinden ziyade, kendi ruhi prangalarının daima sıkmasından ve geçmişte, batağa sürüklemiş olan arzularının bu tehlikeyi pompalayan tavrını, kendinden uzaklaştırarak gerçek egemenliğe ve sıradanlaşmış, bayağılaşmış insanlığın vermiş olduğu basit sanrı ve sancılardan geçip zihnen özgürlüğünü takınmalıdır. Böylesine bir halde birey, eline geçirilen ve onu tamamen hapsettiğini ve sindirdiğini zanneden iş bilmez insanlara karşın, ruhen gelişimin tohumlarını toprakta çatlatmalıdır... Zamanla süregelen durumlar karşısında gösterilecek hiçbir güç ve kuvvet, insanlığın aradığı gerçek karşısında direnemez ve parçalayamaz yapıda bulunur. İşkence ve zulüm; saklanmış insani kötülüğün kisvesi olarak uçar, gider!..
Reklam
O, öyle birisi değildir dediğimiz kim varsa tam olarak öyle çıktı.
GİDELİM BURALARDAN MUHLİS… Ali İPEK
Ali İPEK... Mardinliler olarak bu ismi pek çoğumuz bilmez. Ancak kendileri genç yaşında iki harika romana imza atmış bir değerimiz, kıymetli bir yazarımız. Şahsen ben de kendisini geç tanıdım lakin güç olmadı bu tanışma durumumuz. Bu yazımda, bu kitap incelemesi yazımda Ali İpek’i ve iki şahane eserinden “Gidelim Buralardan Muhlis” eserini
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.