Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
şurası bir gerçektir ki; tarihi seyir içinde kadın, hep birbirinden kötü ve insan onuruyla bağdaşmayan uygulamalara muhatap olmuştur. o, ya affedilmez bir suçludur veya herkesin ortaklaşa kullanabileceği bir mal. ya insanlığı tartışılan bir yaratıktır veya yeryüzündeki tüm kötülüklerin sebebi. ya günümüzde? kadın haklarından ve özgürlüğünden çokça sözedilen günümüzde durum çok mu farklıdır acaba? bize göre hayır. değişen sadece şekiller, merasimler ve zamandır. temelde değişen pek bir şey yoktur. oysa günümüz insanı, dünün insanı kadar dürüst de değildir. geçmişte kadının, havanın, suyun ve ateşin ortak kullanımı gibi ortak kullanılması gerektiğini söyleyen Mazdek, bunu devrinin kralının yanında ve kraliçenin yüzüne karşı söyleyebilmiştir. oysa günümüzde aynı kapıya çıkacak tüm düşünce ve davranış biçimleri “kadın özgürlüğü ve hakları” (feminizm) maskesi altında yapılmaktadır.
Mustafa Yağmurlu, Çağımızda Kadın Sorunu, s. 8, İst. ,1984Kitabı okudu
Batının ihdas edip de İslam coğrafyasına ihraç ettiği ideoloji ve mitolojiler, kadını fuhşa, fıtratının zıddı olarak erkekleşmeye, soysuzlaşmaya ve maymunlaşmaya alıştırmaktan başka bir şey yapmadılar. işte şimdi Batı kaynaklı ideoloji ve mitolojilerin kadınlara yapmış oldukları bu zulümlerin tümünün maskesi olarak önümüze feminizm çıkmaktadır.
Reklam
kilise babalarından gelen ve kendini insan bile kabul etmeyip şeytan sayan bozuk hristiyan inancını, Batıdaki feminist hareketlerin kaynağı olarak göstermek isabetsiz sayılmaz. 1830’lara kadar ileri Avrupa memeleketlerinde beyaz kadın ticareti yapıldığı hatırlanırsa, Batıda feminizmin ne kadar gelişme zemini bulduğunu anlamak güç olmaz. neticede kapitalizm, kazanç için kadını ve vücudunu istismarı ile kadının şeref ve haysiyetinin ayaklar altına alınmasından başka bir şey elde edilmemiştir.* yani feminizm; yeryüzünde beşerî ideoloji ve mitojiler tarafından gerçekleştirilen kadın sömürüsünün maskesidir.
Prof. Dr. Hayri Bolay, Felsefi Doktrinler Sözlüğü, s. 88-89, ist. , 1990Kitabı okudu
Erkeği kadına, kadını da erkeğe rapteden üstün faktörlerden artık eser yoktur.
Eski Hind'de Kadın/MANU Kanunu
Hattâ bazı zamanlar, ona, kocanın ölümünden sonra hayat hakkı bile tanımamıştır. Koca vefat ettiği gün, o da öldürülmüş veya kocasıyla beraber diri diri yakılmıştır.
Amerikalı Müslüman Aişe Aslı Sancar şöyle diyor: “Anlaşılıyor ki feminizm saptırılmadan evvel Batı kültürünün bazı problemlerine karşı başlatılmış doğal bir hareketti. Şimdi saptırıldıktan sonra ise feminizm toplumda birçok problemlerin bizzat sebebi olmaktadır.”* Daha doğrusu feminizm toplumda kadın sömürgüsünün tâ kendisidir. Şunun altını çizerek diyorum ki; Batı’da gelişen feminizm, kadın sömürüsüne engel olmak yerine sömürü katmıştır ve erkeklerin yanı sıra kadının kadını sömürmesini örgütlendirmiştir.
*Aile Aslı Sancar, İslam’ın Işığında Uyanmak, s. 94, İst. , 1986Kitabı okudu
Reklam
İnsanlar haya duygusunu yitirdiler, ona kayıtsız kaldılar.
kadın, en lâyık olduğu yerini İslam’da bulmuştur. bu konuda Hz. Peygamber (sav)’in şu hadisi bile meseleyi özetlemeye kafidir. Hz. Peygamber (sav): “Cennet, annelerin ayakları altındadır.” buyurmaktadır.
Da'vaya bakarsanız kadın her şeydir. Fi'liyata bakarsanız kadın oyuncakların en sefili olmuştur.
Neticede kapitalizmin, kazanç için kadını ve vücudunu istismarı ile kadının şeref ve haysiyetinin ayaklar altına alınmasından başka birşey elde edilmemiştir.
Reklam
Bir Müslüman İslam dininin getirdiği kıyafet sistemine fiilen -kendi giysisiyle- aykırı davransa, giyimini İslami kaidelere uydurmasa yalnız günahkar olur, küfre girmez. İslamın giyim konusunda belirli sınırlar çizdiğini, kurallar koyduğunu, bu konuda kendisine özgü bir kural geliştirdiğini reddeden, kabullenmeyen kimse küfür ve inkar edenler halkasına katılır. Çünkü tesettürden bahseden nasslardaki emir ve yasaklar çok kesin olup, şüpheden uzak ve başka ihtimale yorumlanamayacak niteliktedir.
Hadis:
"Ne oluyor, kocalara, karılarını köle gibi dövüyorlar, halbuki aynı günün sonunda belki onlarla mülâfete (lâtifeleşme) edecekler."
İlim, nübüvvetin mirasıdır.
طلب العلم فريضة على كل مسلم ومسلمة. "İlim taleb etmek, her Müslüman erkek ve kadın üzerine farzdır." (el-Aclunî, Keşfu'l-Hafa, C.2,s.45)
Sayfa 40 - Yasin yayınevi
45 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.