Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

tavazzuh

infak
Allah (ﷻ) Şöyle buyurdu: وَاَنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَ اَحَدَكُمُ الْمَوْتُ فَيَقُولَ رَبِّ لَوْلَٓا اَخَّرْتَن۪ٓي اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يبٍۙ فَاَصَّدَّقَ وَاَكُنْ مِنَ الصَّالِح۪ينَ Sizden birine ölüm gelip de: “Rabbim! Beni yakın bir zamana erteleseydin de sadaka verseydim ve salihlerden olsaydım.” demeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. (Münafikûn Suresi, 10) Peygamber (ﷺ) şöyle buyurdu: “Yarım hurma vermek suretiyle de olsa kendinizi cehennem ateşinden koruyunuz. O kadarını da bulamayanlar, güzel bir sözle olsun kendilerini korusunlar.” (Buhârî, Edeb 34,  Müslim, Zekât 66-70. )
Reklam
Düşündürten sorular...
"Sevgili kardeşlerim! Müslümanlara kafir damgasını vurdugumu asla düşünmeyin. Amacım bu değil. Kendi kendime soruyorum ve sizlerden de kendinize samimiyetle sormanızı istiyorum: Niçin Allah'ın rahmetinden yoksun yaşıyoruz? Niçin bütün güçlük ve sıkıntılar dört bir yandan üzerimize çökmüs? Neden aramız açık ve birbirimizin kanını döküyoruz? Neden kafirler bizi her yerde yönetiyor? Biz O'na itaat eden kullar, niçin dünyanın pek çok yerinde diğerlerine bağımlı yaşıyoruz? Bu durumu düşündükçe kafirlerle aramızdaki farkın neredeyse sadece isimlerimizde kaldığına ikna oluyorum. Çünkü O'na karşı ilgisizlikte, O'nun korkusundan yoksunlukta ve itaatsizlikte diğerlerinden hiç bir şekilde geri kalmıyoruz."
tavazzuh

tavazzuh

@tavazzuh
·
17 Nisan 11:55
Hepimiz bu soru üzerinde ciddi olarak düşünmeliyiz!
Kafirler Kur'an okumaz ve içinde ne yazdığını bilmezler. Eğer sözde Müslümanlar da onlar kadar cahillerse niçin onlara Müslüman deniyor? Kafirler Hz. Muhammed'in, (s.a.v), öğrettiklerini ve Allah'a ulaşmak için gösterdiği doğru yolu bilmezler. Eğer Müslümanlar da aynı derecede cahilseler nasıl Müslüman olabilirler? Kafirler Allah'ın öğrettiklerinin yerine kendi isteklerinin peşinden giderler. Eğer Müslümanlar da onlar gibi söz anlamaz ve disiplinsizseler kendi fikirlerini üstün görüp Allah'a karşı kayıtsız kalıyor ve nefislerinin esiri oluyorlarsa kendilerine Müslüman demeye ne hakları var? Kafirler helâl ve haramı ayırdetmezler, ellerindeki şeylerin helal ya da haram olması arasında fark gözetmezler. Müslümanlar da böyle davranıyorlarsa aralarındaki fark nedir?
Ben bu konuda hemfikir değilim. Ne zamanki evlilik konusu geçse sürekli maddiyatan bahsediliyor. Yüz binlerce lira harcanmasına gerek yok. Bu tamamen çiftlere ve ailelere bağlı bir durum. Sanki o bahsi geçen para olmasa insanlar evlenemeyecekmiş gibi bir algı var. Halbuki bu son derece yanlış. 600 bin TL tutacak bir evlilik isteyen biri şikayet etmeden önce istediğinin ne kadar makul olup olmadığını bir düşünsün bence. Sade bir nikah ve çok az masrafla evlenen nice insan var. Sanki evliliğin önündeki tek engel paraymış gibi düşünülüyor. Evet parasız da olmuyor ama bence gözümüzde fazla büyütüyoruz bu meseleyi. Erkekler sanıyor ki evlenmek isteyen bütün kadınlar onlardan büyük meblağalar karşılığında bir düğün ve çeyiz alışverişi isteyecek. Kusura bakmasınlar ama böyle birine denk geldiyseler de sızlanmak yerine neden böyle birine denk geldim önce kendilerini eleştirsinler. Tabii bu durum biraz da insanın çevresiyle alakalı. Benim çevremde evlenmek isteyip de karşı taraftan çok büyük şeyler talep eden kimse yok neredeyse. Düğünü geçtim artık herkes en kısa zamanda bir yuva kurma derdinde. Kimse fazlasını istemiyor artık. Diyeceğim o ki bu durum tamamen çiftlere bağlı. Yoksa elalem öyle diyor diye öyle olacak diye bir şey yok.
Ebedihayatyolcusu

Ebedihayatyolcusu

@Ebedihayatyolcusu
·
12 Nisan 15:34
Garibim bekarlara acıdım
2024 yılında evlilik maliyeti, geline takılan tek taş, ziynet eşyaları ve balayı rezervasyonu dışında 600.000 TL'yi buluyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Raşidi Hilafet Devleti’nin gölgesinde; Müslümanların zulme uğramadığı, başta Filistin olmak üzere sair beldelerimizin işgalden kurtarıldığı, vahdetin ve İslâmî hayatın tesis edildiği hakiki bayramlara kavuşmak duasıyla..."💛🌸
Bir adam Abdullah b. Mes'ud'a 'bana derleyici ve faydalı kelimeler ile nasihatte bulun' dedi. Abdullah ona şöyle dedi: "Allâh'a ibâdet et ve ona hiçbir şeyi ortak koşma. Kur'ân'dan ayrılma ve o nerede olursa onunla ol. Senden uzak ve sevmediğin biri de olsa sana hak ile gelirse ondan kabul et, sevdiğin ve yakınından biri de olsa sana bâtıl ile gelirse ondan reddet. -Sunen Said Bin Mansur 5545-
Reklam
Tevekkül ve teslimiyet...
"Bu zamana kadar bazı şeylerin değişmemesi, aslında hiçbir şeyin değişmediği anlamına gelmez.. Şu an ısrarla değişmesini istediğin konudan kafanı kaldırdığında, arkada ilmek ilmek işlenmiş olan değişimleri göreceksin. O an mahcup olmak istemiyorsan, şu an Rabbine karşı hüsnü zanda bulun."
İslâm Büyüklerinden Atâ şöyle der:
“İtikâfa giren kimse ihtiyacından dolayı büyük bir zâtın kapısında oturup “Hâcetimi yerine getirmedikçe buradan ayrılıp gitmem” diye yalvaran bir kimseye benzer. O da Allah Teâlâ’nın bir mâbedine sokulmuş, “Beni bağışlayıp mağfiret etmedikçe buradan ayrılıp gitmem” demektedir.”
17 Ramazan Dünya Helal Günümüz Kutlu Olsun
Helal ve tayyib (temiz) olarak yenilmesi hususunda ilk indirilen ayet olan Enfal suresinin 69. ayeti; miladi 624 yılında, Ramazan'ın 17. gününde, İslam ve küfrün ilk savaşı olan Bedir Savaşı'nda nazil olmuştur. "Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve temiz olarak yiyin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." Enfal, 69 17 Ramazan Dünya Helal Günü, Dünya çapında Helal sertifika kurumlarının bir araya gelmesiyle oluşan çatı kuruluş World Halal Council (Dünya Helal Konseyi) nin başlatıcı ve destekleyici olmasıyla helal konusundaki bilincimizin ve anlayışımızın arttırılması ve bu davanın daha geniş çevrelere duyurulması amacıyla 12 yıldır kutlanmaktadır.
Şeyh (Ebû Nuaym) diyor ki: Tasavvuf ve tahkik ehlinin hakikati dört mertebedir; 1- Allah'ı bilmek, marifet veya marifetullah; Allah'ın isimlerini ve sıfatlarını bilmek, 2- Nefisleri tanımak, tehlikelerini ve gerekçelerini bilmek, 3- Düşmanın vesveselerini, tuzaklarını ve saptırmalarını bilmek, 4- Dünyayı tanımak, baştan
Reklam
Başkalarına ait olan sözleri kendisine aitmiş gibi paylaşanları hiç anlayamıyorum:) Alıntı yaptığınız kişinin ismini yazmak istemiyorsanız dahi hiç olmazsa tırnak işareti koyun ya da altına "Alıntı" diye belirtin. Sosyal medyada takip edip yazılarını okuduğum bazı insanların paylaşımlarının tıpatıp aynısını burada görünce hoş olmuyor gerçekten:)
“Bir kimse derin bir anlam duygusu bulamadığında, kendini haz ile oyalar.”
Viktor E. Frankl
Viktor E. Frankl
“Allah’ım! Bana verdiğin rızık konusunda beni kanaat sahibi yap ve o rızkımı bereketli kıl. Zayi olan her nimetin daha hayırlısını bana ihsan eyle.” (Hakim, Deavat, No:1878)
"İsrail bizi öldürmeyi seviyor, sen izlemeyi seviyorsun."
"Korkunç bir cümle. 170 gündür hiçbir şeye engel olamadık. 170 gündür bir an bile dünyadaki hiç kimseden hiçbir şeyden çekinmeden her türlü kötülüğü yaptılar gözlerimizin önünde.. Bize ne kadar aciz ve işe yaramaz bir topluluk olduğumuzu gösterdiler, canları ne isterse yapabileceklerini, bütün dünyayı satın alabileceklerini gösterdiler. Çünkü onlar ne yaparsa yapsın, bizi yönetmeye devam edebileceklerini biliyorlar, ne kadar zalim olursa olsun onlardan alışverişi bile kesemeyecek kadar onlara köle olmuş, düşünmeyi bırakmış, bencil bir koyun sürüsü olduğumuzu biliyorlar. Sahip oldukları yalan medya ile, bütün insanlığı hipnoz eden reklamları ile, hatta zenginlikleri ve "batılılıkları" ile kandıramayacakları o kadar az insan var ki... İslam bu kölelik sisteminden bizi kurtaracak tek gerçek. Nitekim onlara köle olmayan ve satın alamadıkları tek halk da İslam'ı en güzel yaşayan Filistin halkı. Dünyanın tek özgür halkı... Ama bu dünya özgürlerin değil, kölelerin dünyası..."
Muâz bin Cebel (r.a)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v) bir gün onun elini tutarak: “–Ey Muâz! Allah’a yemin ederim ki, ben seni gerçekten seviyorum!” buyurdu. Muâz (r.a) da: “–Anam babam size fedâ olsun yâ Rasûlallah! Ben de sizi çok seviyorum!” karşılığını verdi. Daha sonra Peygamber Efendimiz, ona şöyle buyurdu: “–Ey Muâz! Sana kıldığın her namazın sonunda: «Allah’ım! Seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce kulluk yapabilmek hususunda bana yardım eyle!» duasını hiç bırakmamanı tavsiye ediyorum.”  (Ahmed, V, 244-245; Ebû Dâvûd, Vitir, 26/1522; Nesâî, Sehv, 60/1301)
242 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.