Sakinleştim kendi denizimde, Dinginlendi dalgalarım. Yanaştı uzak kıyılara bir bir,hüzün vapurlarım. Dağıldı kara umutsuzluk bulutlarım Belirdi tebessüm çiçek gamzelerimde. Açtı huzur güneşim.. Baharım bu sefer çok özletti. Kışım fırtınalı ve sert geçti. Yaz yağmurları süzülse bile gözlerimden, Kaybolup gider hasret dolu gönül çölümde, Uçsuz bucaksız bu çölde,karamsarlık kavrulurken, Hayal serapları belirip sürükler ümit denizime doğru.. Tüm azmimle eker biçerim ulaştığım vaha topraklarını, Geçen dört mevsimde ,ıssız çölümden köşe bucak dolaşıp, Denizime kavuşur sakinlerim yeniden..
Ben mesela.. Kuşları çok severim, özgürce maviye dalan bulutlarla ahenkle dans eden kuşları. Bazen eskileri özlerim dalarım geçmişe.. Fotoğraf çekmeyi bu yüzden çok seviyorum O an biter ama fotoğraf kalır.. Dönüp baktığımda bir tebessüm edebilmek için. Yeterki içindeki o heves kırılmasın ve hep gülümsesin sana
Reklam
HAKSIZ YERE BİTEN HAYATLAR
Yasin Bey’in sağ kolundan tutan bir asker, sol kolundan tutan diğer askerle birlikte rutubet dolu, dar, karanlık koridorda ilerliyorlardı. Yasin Bey etrafı detaylıca inceliyordu. Nasıl olsa ömrünün geri kalanını burada geçirecekti. Dar uzun koridordan bir süre daha ilerledikten sonra sağ koluna girili olan asker Yasin Bey’in kolunu bırakıp
Kürk Mantolu Madonna
Hafsa kabanının iplerini bağlayıp turuncu şapkasını kumral saçlarının üzerine geçirdi. Ders kitaplarını da eline alarak sınıfından çıktı. Yine onun açısından çok keyifli olan bir dersten çıkmıştı. Edebiyat okumaya bayılıyordu. Kampüsünün olduğu binadan çıkıp çıkışa doğru ilerlemeye başladı. Dışarıda en sevdiği hava olan sonbahar vardı.
Sabahattin Ali
Çiçek açsın mı gönlünüz? O zaman tebessüm ediniz. Zarifçe Tüm anlamsız boş hüzünlerinize.
Hiç birşey değiştirmeyecek bu durumu. Kabul olmamış bir duanın acısı. Ya da bir yas değil. Sadece zaman sağdı yaralarımı. Kaçmadım, saklamadım. Yüzleştim gerçeklerle. Bunu bil istiyorum. Yani saçların rüzgârda dağıldığı zaman, ben toplayamayacağım. Avuç içlerindeki çizgileri ezberleyemeceğim. Kokunu içime çekemeyeceğim. Gecenin bir yarısı uyanıp, seni seyredemeyeceğim. Sana kahvaltı hazırlamayı. Kahveni nasıl sevdiğini. Rakı kadehinde ki dudak izini bile aklımdan çıkaracağım. Yazdığım şiirleri, mektupları yok sayacağım. Adının geçtiği her yerde sessizce susacağım. Vazgeçmiyorum. Terk etmiyorum düşlerimi. Ama biliyorum böyle olmalı. Sen yazdığım her satırı okurken tebessüm et. Kendimi böyle avutacağım. Aramızda ki her şey şiir olsun. Ben yine her satırda seni yazacağım.. Ümit ÜSKÜDAR
Reklam
Sanmıştık ki ikimiz Yeryüzünde ancak birbirimiz için varız İkimiz sanmıştık ki Tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız Hiç yanılmamışız ... Her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi Tuz parça kırılsak da Hâlâ içimizde o yanardağ ağzı Hâlâ kıpkızıl gülümseyen Sanki ateşten bir tebessüm Zehir zemberek aşkımız..
Size bir sır vereyim mi?" "Hayır!" Ne zaman gerçeği söyleseniz şaka sanırlar. O da yüzüne tatlı bir tebessüm yerleştirip iştahla devam etti. "Sır şu: Sevdiğiniz biriyle aranızdaki bağı telafisiz şekilde incitmek istiyorsanız, ona hemen bir sır verin!"
Sayfa 44
Yolgezer bey ne yapıyorsunuz :))
" Canım, serseri bir görünüşüm var, öyle değil mi?" dedi Yolgezer, dudaklarında bir tebessüm ve gözünde garip bir pırıltıyla. "Ama umarım birbirimizi daha iyi tanırız. Ve umarım o zaman bana şarkının sonunda neler olduğunu anlatırsın."
Reklam
Sen İstanbul Olsaydın Keşke
Ey Derûn yurdunda büyüyen ırmak Bileyim, nasıldır güneşe varmak Erimek devlerin dert ocağında Ve yeniden doğmak ölüm çağında Gitmek zamanıdır öteye doğru Çağrı bekliyorum, sade bir çağrı Bir işaret, bir tebessüm, bir melek Ne sen kaldın efkârımda, ne felek Dünya bize zindan, dünya bize dar İstanbul olsaydın, ben de bir seyyah Elele yürürdük sonsuza kadar Nurullah Genç
188 syf.
2/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Sınav sorularına verilen yanıtlardan oluşan bu kitabın eğlenerek okunması gerekirken ben, biraz hayıflanarak okudum. İlkokul seviyesindeki öğrencilerin verdiği bazı cevaplar sempatik gelebilir. Ama ortaokul ve lise seviyesindeki öğrencilerin cevapları gerçekten biraz endişe verici... Kitaba okuyucu gözüyle baktığınızda gayet normal gelebilir hatta okurken tebessüm ettirebilir ama bir eğitimci gözüyle okunduğunda yer yer üzücü bir durum oluşuyor. Fikir güzel olabilir ama internette bile bu tarzda çok fazla paylaşım yapılıyor kitap haline getirip satışa sunmaya ne gerek vardı onu bilemedim.
Dikkat Yazılı Var!
Dikkat Yazılı Var!Ahmet Gülüm · İletişim Yayınları · 2013377 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.