Güzellik, yaratılan her şeyde mevcuttur. Ama bir tehlike söz konusudur; insanların büyük kısmı İlahi Güç'ten uzaklaşmış olduğundan başkasının yargısını kolayca kabul eder.
Başkaları görmeyi başaramıyor veya istemiyor diye inkar ederiz kendi güzelliğimizi. Kimliğimizi benimsemek yerine etrafımızda gördüklerimizi taklit etmeye uğraşırız.
Herkesin, "Ne hoşsun!" dediği kişiler gibi olmaya çabalarız. Ruhumuz yavaş yavaş körelir, arzumuz azalır ve dünyaya güzellik katma olasılığımız ortadan kalkar.
Yaşadığımız dünya ile hayallerimizin dünyasının aynı olduğunu unuturuz.
Ay gibi ışıldamayı bırakırız,ay ışığını yansıtan bir su birikintisinden farksız hale geliriz. Ertesi gün güneş, bu birikintiyi buharlaştırır ve geriye hiçbir şey kalmaz.
Bütün bunlar bir gün biri, “Çirkin bir adamsın" dediği veya öteki, “Güzel bir kız" dediği için olur.Sadece üç sözcükle kendimize olan güvenimizi yerle bir ederler.
Böylece çirkinleşiriz...ve aksileşiriz.
"Bir din için en büyük tehlike, hizmetlilerinin memurlaşması, kürk ve saltanat hırsına düşmesidir. Bu tehlikeyi bildikleri içindir ki, Ebu Hanife ve Râzi gibi İslâm uluları kendilerine teklif edilen devlet memuriyetini kabul etmemişlerdir."