Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaratılmışlar arasında bir lütfu olarak insana verilen akıl, hatalarımızla yüzleşmekten kaçındığımızda nefsin hizmetinde kullanılır.
Haz ve mutluluk birbirinden ayrı kavramlardır. Hazzı ertelemeyi öğrenmeden gerçek anlamda mutlu ve huzurlu olamayız. Bunu yapabilmek içinse güçlü bir iç disipline ve iradeye ihtiyacımız vardır
Reklam
Fedakar insanlar başkalarının hayatlarına karşı son derece ilgili ve müdahaleciyken kendi hayatlarına karşı korkak ve sorumsuzdurlar
Gerçek acı seyirci istemez, vitrinde yaşanmaz, öyle içten ve derindir ki kimse sizin ne yaşadığınızı bilmez. Çoğu zaman yaşamla uyumu bozmaz, sizi içeriden güçlendirirken seyredenler ne yaşadığınızı anlamaz.
Sayfa 37
Hiçbir AVM sizi beslemez. Daha üretken ve yaratıcı olmak için sokağa çıkın, vitrinlere bakın, esnafa soru sorun, hiçbir zaman alışveriş yapmayacağınız dükkanlara girin. Normal şartlarda işinizin düşmeyeceği sokaklarda gezinin. Arabayı bırakın, yürüyün. Bir çay bahçesinde oturun. İnsanları gözlemleyin. İçine kapandığınız ve kendinizi sıkıştırdığınız dünya dışında dünyalar var, üstelik dünyanın öbür ucunda değil. "Sokak köpeklerine selam vermeye başladıysan insan olmaya çeyrek kalmıştır" diyor Sadri Alışık bir filminde. Etrafınızdaki dünyaya karşı duyarlı ve ilgili olun. Başka canlılarla ilgilenin.
Sayfa 55
Zamanı geldiğinde özümüze uygun davranışları yapmadığımızda hayatımızda büyük boşluklar oluşur.
Sayfa 256Kitabı okudu
Reklam
Uykusuzluk kendimizle bağlantıya geçmemiz gerektiğiyle ilgili işarettir.
Sağlıklı bir ilişki için diğerinin bize verdiklerine bakmak yetmez, bizden aldıklarını da gözden kaçırmamak gerek.
"Onun için her şeyi yaptım ama o beni terk etti", "Her şeyiyle ilgilendim ,onun için nelerden vazgeçtim ama şimdi bana bir pislikmişim gibi davranıyor" diyenlerdenseniz bir kölenin fedakarlığını gösterip prens ya da prenses olmaya çalışıyorsunuzdur. Eğer köle gibi çalışırsanız köle gibi muamele görürsünüz.
...kendimizi biraz geri çekip bu davranışa katlanmayacağımız mesajını diğerine verirsek, o da gerçekten bizi istiyor mu yoksa onun için vazgeçilebilir miyiz sorularını kendine sormaya başlar.
Reklam
Çocukluk yaralarımız biz onları çözecek güce ve zamana ulaşana kadar iyileştirilmeyi sabırla bekler. En çok da bu yüzden çocukluk yıllarından kalan yaraların acısını bize bugün hatırlatan insanlara daha güçlü bir çekim duyarız. Bu tür ilişkilere bağımlılık geliştirir ve bu ilişkileri kaybetmemek için her şeyi yaparız. Diğerinin en ufak ilgisizliği, uzaklaşması karşısında yetişkin, aklı başında biri gibi değil de küçük bir çocuk gibi davranırız. Öfkeniz de, korkumuz da, kırılganlığımız da yaşımıza uygun değildir. Aklımızı ve mantığımızı kaybederiz.
Sayfa 222Kitabı okudu
İnsanın bu hayattaki en büyük sorumluluğu kendisine karşıdır.
Unutulmaması gereken kökleri ile bağlantıda olmayan hiçbir varlığın büyüyüp gelişemeyeceğidir.Insan içinde bulunduğu toplumdan ve tarihinden bağımsız düşünülemez.
Sayfa 266Kitabı okudu
Kariyer peşinde koşarken hayatı ıskalayan, yaşı ilerleyen, hırslı, işini ve mesleğini her şeyin üstünde tutan, erkeğe bir bardak kahve vermeyi kişilik kusuru sayan kadının mutlu bir yuva kurma şansı çok azalmıştır. Çünkü bu kadının ayarlarıyla oynanmıştır. Dışında ne kadar dişi, bakımlı, hoş görünse de dişilik kodları defalarca yanlış girildiğinden devreleri yanmış, düğmeleri bozulmuştur. Gerçekten kadın olmayı unutalı yıllar geçmiştir. Bu kadın, janjanlı görüntüsünün altında son derece korku doludur. Acilen içgüdüleriyle bağlantıya geçmeli, dişilik kodlarını tamire vermeli, yani bir uzmandan yardım almalıdır. Çünkü artık hayallerindeki beyaz atlı prense gelse bile ona güvenmeyi, kendini bırakmayı, teslimiyeti unutmuştur. Öyle bir yerde sıkışıp kalmıştır ki ne ileri ne geri gidebilmektedir. Kendi başına yapabildiği şeyleri ilişki içinde bulamaması panik olmasına ve kontrolü hızlıca eline alma ihtiyacı duymasına sebep olmuştur. Ben senden önce şuradan buradan alışveriş yapardım, senden önce şuyum buyum vardı, şuraya buraya giderdim ama şimdi bunları yapamıyorum diyecek ve güvenmekle hata ettiğini düşünecektir. Bu saatten sonra karşısına çıkan erkeğe şans tanıması zorlaşacak, zaman ve emekle bir şeylerin düzeleceğine inanmayacaktır.
Sayfa 296 - Okuyan Us YayıneviKitabı okudu
Aldıklarımızı değersizleştirirken verdiklerimizi yüceltiyoruz. Mutluluğu ucuza kapatmaya çalışıyoruz, hak yiyen pazarlıklar yapıyoruz. Egolarımız şişkin, beklentilerimiz yüksek. Hepsinin temelinde çok eskiden beri biriken karşılanmamış ihtiyaçlarımız ve bu ihtiyaçları karşılayacak biri olduğuna, o kişinin bizim için doğru insan olduğuna dair çarpık inancımız var.
Sayfa 105 - Okuyan Us YayıneviKitabı okudu
1.500 öğeden 1.471 ile 1.485 arasındakiler gösteriliyor.