Tezer Özlü'nün bütün kitaplarını okuyan biri olmak istediğim için son eserini elime aldım. Kitabevinin sıcak saatlerinde dolaşırken yine gözüm Tezer'in eserlerini aradı. Bulduğumda bir çocuk gibi sevindim.
Tezer Özlü...
Başlı başına bir mihenk taşı. Edebiyatımızın "Lirik Prensesi". Leyla Erbil'e olan mektupları bizi karşılıyor bu eserinde. İki koca edebiyatçının sağlam ve samimi mektuplarını okuyoruz. 1982 ve 1986 yılları arasında geçen bu mektuplaşma Almanya'dan Türkiye'ye uzanıyor. Özlü diğer kitaplarında olduğu gibi hatta hayatının da motifi haline getirdiği ölüm ve yalnızlığı ele alıyor. Leyla Erbil'e ve Erbil'in kızı Fatoş'a olan özlemini, yurtdışını, Hans Peter'e olan aşkını, kızı Deniz'e ilgisini ve kanserle mücadelesini okuyoruz. Yalın, okunması kolay ve sade bir dille yazılıyor. Biz okuyucuların edebiyat dünyası şenleniyor.
Genel olarak baktığımızda bir kahve eşliğinde çarçabuk okunabilecek bir kitap niteliğinde. "Yoğun yaşayıp, ölebilmek de güzel."