Benim için çok önemli bir insandan geldi bu kitap bana, 3 gün önce elime geçti ve okumaya başladığım zaman konusunu tahmin etmeye çalıştım, yalan söyleyemeyeceğim. Fakat konuyu çok farklı bir şekilde tahmin ettiğimden mi bilinmez, yine de bu kadar beğenebileceğimi düşünmediğim, benim için çerez olacak dediğim bir kitaptı, yanılmışım.
4 bölüm, aynı mahalle, kedilerimiz, sevgili Jon ve sahiplerinin hayatları inceleniyor. Her duygu tam kararında, ne eksik ne fazla kitabımızda. Her insanın hayatı farklı, düşünce yapılarımız, yetiştirilme tarzımız farklı: Hepimiz kendi insanımızız. Bölümler ilerledikçe duygularımızın bu kadar kolay ifade edilebilmesine ya da edilememesine bağlandım aslında farkında olmadan.
Bazı kitapları okumaya güç bulabilmek için belirli duygular hissetmemiz gerekebilir diye düşünüyorum hep. Böyle düşünüp de ayırdığım, çok uzun zaman sonra elime alıp okuduğum kitaplar oldu, bu kitap bu düşüncemi desteklemiyor diyebilirim. Mental olarak rahatlamama, iyi hissetmeme, aynı zamanda da hayvan sevgisi hissederken hüzünlenmemi de sağladı.
Uzun zaman sonra bir kitabı bitirdikten sonra sadece elimde tutup karşımdaki duvarı izledim, terapi gibi geldi bana.