Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Tarkovski'nin sineması, her sahnenin kendi zamanını üretebilmesi ilkesine dayanır. Tarkovski'nin bu girişiminde başvurduğu araçlardan biri de "rüya"dır. "Bazen gerçekliği ifade etmenin en iyi yolu, gerçekdışıdır,"
Reklam
Ingmar Bergman tüm filmlerinin birer rüya olduğunu söyler. Tarkovski ise filmlerinin manzaralar olduğunu söyler.
''...her şeyden önce, zihnin kendi kendisinin ayırdında değilken bile düşüncelere sahip olabilmesidir.''
O akşam bir rüya gördüm Bulunduğum yer, onun eviydi sanki Evden ayrılınca uyanacağım sandım Ama bilmediğim bir şey vardı: İnsan bazı rüyalardan hiç uyanmaz
Doğa kendine yeter, yani var olabilmek için hayal dünyası yaratan bir kimseye bile ihtiyaç duymaz.
Reklam
''O akşam bir rüya gördüm Bulunduğum yer, onun eviydi sanki Evden ayrılınca uyanacağım sandım Ama bilmediğim bir şey vardı: İnsan bazı rüyalardan hiç uyanmaz.''
Zaman zaman rüyalarımızı çok dikkatle irdelersek, uyanık hayatımızdaki meselelerle daha kolay başa çıkarız.
Tarkovski'ye göre bu filmleri "yıldızları ve denizi seyrettiğimiz gibi, bir manzarayı hayran hayran seyrettiğimiz gibi seyretmemiz gerekir. Burada matematiksel bir mantığa yer yoktur, çünkü matematiksel mantık insanın ne olduğunu veya hayatın anlamının ne olduğunu açıklayamaz.''
Reklam
Henri Bergson
"Gece uyumamak, 'istemek' demektir. İstemekten vazgeçin, hayatla bağınızı koparın, ilgilenmeyin: Bu şekilde uyanık ben'den rüyaların ben'ine, öbürü kadar gergin olmasa da ondan daha geniş olan bu ben'e geçersiniz."
Schnitzler'in toplumsal eleştirisi, insan uygarlığındaki belli bir huzursuzluk hissinin yok edilemeyeceğine dair inancını koruyan Freud'un felsefi ve kötümser eleştirisine yaklaşır.
Gözleri Tamamen Kapalı (Eyes Wide Shut)
Filmde (Nicole Kidman'ın canlandırdığı) Alice'in performansı son derece "gerçek" bir hal alır: "Milyonlarca yıllık bir evrim, ha? Öyle mi? Erkekler ne zaman fırsatını bulsa bu bahaneye sarılır. Peki ya kadınlar! Her şey güven hissi ve bağlılıktan ibaret sanki! Ve daha bir sürü saçmalıktan! Ah siz erkekler, bir bilseydiniz işin aslını!"
Ingmar Bergman'ın Persona filminin yorumu
"Modern psikolojiye göre, 'ben' daimi bir sürekliliktir. Öyleyse film bir ortakyaşarlık tasarlar: maske ve rüya, film ve nesne, sözcükler ve suskunluk, aktör ve oynanan hayat - tüm bunların iç içe geçip saf imaj haline geldiği bir an, büyülü bir an hasıl olur." Bir yandan rüyaya benzeyen ve aynı zamanda birinci tekil bir anlatım olarak görünen bir film vardır; bir yandan da bu "birinci tekil'i ego (peki kimin egosu?), süperego ve id şeklinde ayırma olanaklarından vazgeçmeyen bir film söz konusudur. Böyle bir film, üslup ve üsluplaştırma konusundaki modem fikirlere dair yeni bir sav da ileri sürer.
''Ingmar Bergman tüm filmlerinin birer rüya olduğunu söyler. Tarkovski'ye göre ise filmleri manzaralardır.''
175 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.