Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tuğçe Özdil

Tuğçe Özdil
@tugceozdil__
Stajyer SMMM
İzmir
6 Mart 1997
34 okur puanı
Şubat 2021 tarihinde katıldı
Çocuğunuz varlığından haberdar olunursa, onun elinden alınacağını düşünüp korkmuştu. Şimdi ona aitti, sadece ona, fakat resmi olarak kaydedilirse belediye başkanı, devlet onu şu aptal defterlerden birine kaydederse o zaman bebeğinin bir parçası devlete ait olacaktı. O zaman devlet onu boyunduruğunda tutacak, onu çağıracak, ona emredecekti. O deftere kayıt olan bir daha özgür olamıyordu.
Reklam
Fakat doğa bizi yasalarındaki ahenge, uyuma öyle bir alıştırmıştır ki, onun görmeye alışık olduğumuz uyumundaki en ufak bir kayma bizi tiksindirir, korkutur; bu nedenle Yaradan'ın her hatası yanlış yaratılmış bu varlığa karşı -her ne kadar bir haksızlık ise de ne yazık ki çözümü yoktur- içimizde öfke uyandırır. Daha da kötüsü tiksintimizi onu özensiz yaratana değil, hiçbir suçu günahı olmayan eserine yöneltiriz.
Kusurlarını görmeden birbirlerini anlamanın kör duygusu bu iki yalnız insanın üzerine bir mutluluk gibi inmişti.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kendi yazgıları karşısında çaresizce hiçbir şey yapamayan bu insanlar, başkalarına bir avuç mutluluk verebildikleri için çok mutluydular.
50 syf.
7/10 puan verdi
Lyon'da Düğün
Lyon'da DüğünStefan Zweig
7.4/10 · 30,8bin okunma
Reklam
Ferdinand başını gökyüzüne kaldırdı, yeryüzünde insanoğlu için kendi yasasının dışında bir yasa olmadığını ve hiçbir şeyin birine bağlı olmak kadar insanı hayata bağlamadığını hissetti.
Ferdinand odasına girdi. Bütün resimleri oradaydı, Paula hepsini atölyeden buraya taşımıştı, resimleriyle de olsa ona yakın olmak için.
Diğerlerinin dışında yalnız, başında bekleyeni olmayan bir sedye gördü. Ağır ve kararsız adımlarla bu yabancı sevincin arasında unutulan yaralının yanına gitti. Dağınık, bakımsız sakalının altındaki yaralı yüzü kireç gibi bembeyazdı, yaralı kolu felçli gibi sedyeden sarkıyordu. Gözleri kapalı, dudakları solgundu. Ferdinand titredi. Sedyeden sarkan kolu yavaşça acı içindeki göğsün üzerine koydu. Tam o sırada bu yabancı insan gözlerini açtı, ona baktı, sonsuz uzaklıktan, meçhul azaptan minnettarlıkla bir gülümse belirdi yüzünde ve selamladı Ferdinand'ı. İşte o an titremekte olan Ferdinand'ın beyninde bir şimşek çaktı. Bunu mu yapacaktı? İnsan kardeşlerinin gözlerine böyle nefretle mi bakacaktı, kendi özgür iradesiyle bu büyük insanlık suçuna ortak mı olacaktı? 'Asla! Asla!' diye bağırıyordu içindeki her şey.
Burada, bu tarafta insanların yaşamasına izin vardı; buradaki insanlar nefes alabiliyor, özgürce konuşabiliyor, istediklerini yapabiliyor, ciddi işlere hizmet edebiliyorlardı; ancak köprünün öte yanında, sekiz yüz metre ötede tıpkı bir hayvanın iç organlarının çıkarılıp alınması gibi insanların istekleri, arzuları içlerinden sökülüp alınıyordu; insanlar orada yabancı insanlara itaat etmek ve hiç tanımadıkların yabancı insanların kalbine bıçak saplamak zorundaydı. Ve tüm bunların arasında iki kirişin üzerindeki on düzine ahşap kazık üzerine kurulmuş şu küçük köprü vardı.
"İçinde bir şeyler hayır diyorsa, sen de hayır demelisin."
Reklam
- Hak! Hukuk! Bugün dünyanın neresinde hak kaldı. İnsanlar onu katletti. Herkesin hakları var, fakat onların, onların gücü var ve bugün güç demek her şey demek. - Neden onların gücü var? Çünkü bu gücü onlara siz veriyorsunuz. Ve sizler korkak olduğunuz müddetçe onların gücü hep olacaktır.
"Aksini düşünmene rağmen dünyanın işlediği bu en büyük suça ortak olacak mısın, olmayacak mısın? Çünkü itiraz etmeyen, karşı koymayan herkes suç ortağıdır."
- Ben istemiyorum ki... - Bunu yeterince göstermiyorsun ama. Dahası sen artık hiçbir şey istemiyorsun. Senin yerine başkaları istiyor ve sen seni istemelerine bile sesini çıkarmıyorsun, bu bir suç. Sen nefret ettiğin bir şeye teslim oluyorsun ve bunun için kendi hayatını feda ediyorsun. Hayatını feda edeceksen neden inandığın bir şey için feda etmiyorsun?
- İnsan nasıl karşı koyabilir ki? Onlar herkesten güçlü, onlar dünyanın en güçlüleri. - Bu doğru değil. Dünya onlara izin verdiği sürece güçlüler. Tek bir birey herhangi bir kavramdan daha güçlüdür her zaman, fakat kendisine inanmalı, iradesine sahip çıkmalıdır.
"Bu adil bir savaş değil. Bir makineye karşı gelinemez. İnsana karşı koyulabilir. Fakat bu bir makine, bir kasap makinesi, vicdanı ve aklı olmayan ruhsuz bir alet. Ona karşı koyulamaz."
197 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.