Kapı aralanıyor, yaşlı bir kadın beliriyor eşikte, uzun uzun bakıyor; "Siz Türk'sünüz. Geleceğinizi biliyordum." diyor.. Sonra eşiğe çöküp ağlamaya başlıyor. Kadın Boşnakça kelimeler sayıyor, inci gibi gözyaşı dökerken tercüman; "Geleceklerini biliyordum." sözünü bir kaç defa tercüme ediyor. Bizim iki subay onun yanına çöküyor, biri bildiği türküyü mırıldanmaya başlıyor: "Vefalı Türk geldi yine.. Selam Türk'ün bayrağına.."
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki geleceği inşa etmek için geçmişimizi tam manasıyla bilmemiz gerekiyor. Yüzyıllardır üzerimize kurulan tuzakları görmezden gelmemiz söz konusu olamaz.
Tarihimizdeki tartışma konusu olan olayları kafamızda çözümlemek için güzel bir eser.
Türk sancağının ne kadar büyük olduğunu tekrar hatırlamış oldum okuyarak.
Tarihin ruhu, Türk'ün merhameti kendini öyle iyi hissettiriyor ki, Boşnaklar vefalı Türk'ün tekrar geleceğini biliyor.
Türklerin zamanında hakim oldukları sahalarda bıraktıkları derin izler..
Kim olduğumuzu hem kendimizin hem de dünyanın asla unutmaması dileğiyle..
Bakü'de
Türkiye Büyükelçiliği açılır.
Elçi bey her sabah birini fark eder.
Yaşlı bir teyze her sabah Türkiye elçiliğin
önüne gelir bakıp gider.
Bir gün; elçi bey Yaşlı Teyzeyi elçiliğe
çağırır, elini öper.
Elçi: 'Teyzeciğim her gün buraya gelip elçiliğe
bakıp gidiyorsun' der
Yaşlı Teyze: 'Ah evladım elçiliğe bakmıyorum,
Türk Bayrağına bakıyorum.
Yıllardır bu bayrağı bekliyorduk,
neden geç kaldınız' der.
Teyze ve Elçi bey birlikte ağlarlar.
İşte Türk Bayrağı budur
Beklenilendir.
🇹🇷🇹🇷🇹🇷