..."canlı" dediğimiz yapıları en ufak parçalarına, hücre altı parçalara böldüğümüzde, her şeyin "cansız" moleküllerce yürütüldüğünü görürüz. O zaman "canlılık" nerede başlamaktadır? Eğer hücrelerimizi meydana getiren her şey "cansız" ise, biz nasıl, hangi evrede canlı olabiliyoruz? Canlılık, sonradan eklenen bir özellik midir?
Günümüzde artık bu tanımın yapılması giderek kolaylaşmaktadır, çünkü bütün bilimsel veriler, canlılığın cansızlık içerisinden evrimleşen özel bir form olduğunu göstermektedir. Koaservat olarak adlandırdığımız yapıların en temel özelliği, bünyelerinde meydana gelen kimyasal tepkimeler sayesinde ürettikleri enerjiyi (veya kimyasal enerjiyi depolayan molekülleri) aktif olarak kullanarak, fiziki bir düzensizlik terimi olan entropiye karşı koymak için harcamalarıdır. Bu kimyasal tepkimeler zinciri, bir çakmağın yanmasında meydana gelen kimyasal tepkimelerden pek de farklı değildir ve tamamen doğaldır. Eğer bu tepkimeler bütünü, bir varlık içerisinde görülüyorsa ona "canlı" deriz. Özellikle düzensizliğe, yani düzenli sistemlerdeki "dağılma, düzensiz hale gelme" eğilimine (entropiye) karşı gelmek için enerji kullanabiliyorsa, o varlık bizim aradığımız temel canlılık kriterlerini sağlamaktadır. Yani bir canlının "canlı" olmayı tercih etmesi, bir kayanın "kaya" olmayı tercih etmesi gibidir. Böyle bir tercih yoktur; canlılık, doğal sürecin aynı derecede doğal bir ürünüdür.