O saçma sapan " cevapsız soruları da bırakmak gerekir ki hayat yaşanabilir olsun" düşüncesinden de uzaklaşmalısın, cevapsız soruların kendilerini değil sana sorunlar çıkaran, seni sen olmaktan çıkaran bu yolu bırakmalısın!
Bir hikâyem var, yontulmuş kayaların arasından delice çağlayan bir damlada boğulduğum. Sana çehresini henüz tanıyamadığım bir balığın karnından sesleniyorum. Burası karanlık ve ıssız bir yer. Ve ben karanlıktan çok korkuyorum. Dostça bir el uzatıyorum; senin hikâyende sana ayaklarımı sunabilmek için, benim hikâyemde beni anlayabilmen için. Senin yürüdüğün yollarda, yürüdüğün ben olabilmek için. Bana iyi bakar mısın?
"Biliyor musun, bunu çok düşündüm ve bence bazı insanlar gökyüzündeki yıldızlar gibidirler. Bazıları milyonlarca yıl daha soluk bir şekilde parlıyor. Dünyadan bakınca neredeyse görünmezler. Oradalar ama sen farkında değilsin. Tablodaki bir nokta gibi uyum sağlarlar. Ama diğerleri o kadar yoğun bir şekilde parlar ki gökyüzünü aydınlatırlar. Onları fark etmeden edemezsin, hayran hayran bakarsın. İşte bunlar uzun süre kalmayan yıldızlardır. Uzun süre var olmazlar. Enerjilerini hemen tüketirler.Annemde bunlardan biriydi. "
Teoride, sarmaşık ilginç hatta çekici bir bitkidir. Ama sarmaşık yüzünden zarar gören çok bahçe görmüştüm. Bu bitki, dünyanın bazı yerlerinde istilacı ot halinde gelmişti. Ağır ağır ilerliyor ve yılana benzeyen filizleriyle usulca çiçek tarhlarını kaplıyordu. Ta ki orada ki bütün yaşam sona erene kadar.