Hz. Ali'yi İbn-i mülcem isimli bir Arap şehid etti. Hz. Hasan'ı kendi karısı zehirledi. Hz. Hüseyin'i ise Kerbela'da Yezid'in askerleri öldürdüler.
"Katillerden hiçbiri türk değildi, hepsi arap ırkındandı." Bu cinayetler işlendiği zaman Türkler henüz müslüman olmamışlardı. Türkler 950 yılında müslüman olduklarına göre, arada 289 veya 270 yıl gibi uzun bir zaman dilimi var. Bütün bu gerçeklere rağmen neden Türk Aleviler, Türk Sünnilere Yezid diyerek lanet yağdırıyorlar? Neden Sünni Türkler Alevileri kâfirlikle suçlamaktadırlar? Niçin? Çünkü ortada çok derin ve çok ağır bir cehalet bataklığı vardır'da ondan.
Bana deseniz ki;
-Dünyada ve âhirette, insanlara beş paralık bir faydası olmayan, ama onları hem dünyalarını hem âhiretlerini berbat eden kavganın adı nedir?
Hiç düşünmeden derim ki;
-Alevî- Sünni çekişmesidir. Alevi- Sünni kavgalarıdır.
"Kimse, millet hayatımızda dinin yer almasını isteyenleri Atatürk düşmanlığıyla suçlayamaz. Böyle suçlamalarla göğüslerini dövenler, modern yobazlığın çok tehlikeli yeni temsilcileridir."
"100. yılda Bakanlığımızın bastıracağı 100 eser arasına Kâzım Karabekir Rauf Orbay Ali Fuat Cebesoy Paşaların eserlerini de almıştım. Ankara'dan İstanbul'a gittim. Kâzım Karabekir Paşa'nın büyük kızı Fazilet Hanım'la Ali Fuat Cebesoy Paşa'nın yeğeni Ayşe Hanım'ı Atatürk Kültür Merkezine davet ettim. Onlara dedim ki:
- Atatürk'ün doğumunun 100. Yılı dolayısıyla Bakanlığımız sizin babanızın sizin de amcanızın eserini Bakanlık yayınları arasında basmak istiyor. Bir itirazınız var mı kabul ediyor musunuz?
Cümlemi bitir bitirmez Kâzım Karabekir Paşa'nın kızı kalktı Ali Fuat Cebesoy Paşa'nın yeğenin boynuna sarıldı. Kadınlar hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladılar. Karabekir Paşa'nın kızı diyordu ki:
- Ayşe Hanımcığım! Ayşe Hanımcığım! Duydun mu? Devletimiz senin amcanın benim babamın eserine sahip çıkıyor. Duydun mu? Duydun mu?