Bir gün kavuşursam eğer, sana altı çizili kitaplarımı, sana hepsi birbirinden güzel çınar yapraklarımı, sana kırk şehirden topladığım kırk gülü, sana yolculuklarımı, hasret sinmiş hikâyelerimi, hiç unutmadıklarımı… Sana tanıdığım garip ve ilginç insanları, ziyaret ettiğim yitik yerleri, sabahın her yerde her zaman umut olduğunu, gurbet kokan otel odalarını… Senden uzak olmanın, tel örgülerin ardından sana seslenmek kadar kahırlı olduğunu… Sana, yanımdan ayırmadığım dört yapraklı yoncayı vereceğim sevgilim.