"Bir Fransız yazarının bizim hakkımızdaki hükmü şöyle :
Türkler ; İsviçre Medeni Kanunu'na göre doğarlar, büyürler, nişanlanırlar, ayrılırlar, miras sahibi olurlar.
Türkler,bir suç işlediklerinde İtalyan Ceza Kanunu'na göre hüküm giyer veya beraat ederler.
Ticarete atıldıklarında, Fransız Ticaret Hukuku'ndan faydalanırlar.
Öldükleri zaman da İslam Hukuku'nda göre defnedilirler."
(Ahmet Muhip) Dranas demişti ki :" Bu tespit kanıma dokundu! Artık bizim cenaze merasimlerimize bile Batı gelenekleri bulaşmaya başladı. Bazı ünlülerimizin cenazelerini, Chopin'in ölüm marşıyla kaldırıyoruz. Batılılar gibi cenaze başında nutuk söylüyoruz. Batılılar gibi borazan sesi eşliğinde saygı duruşunda bulunuyoruz. Siyahlara bürünüyoruz.Bir tek ıstavroz çıkarmamız noksan kaldı. Yakışır mı bunlar bize? "
Bizim kültürümüzde var mı ölülerimizin ruhları önünde put gibi durmak, borazan üflemek !!!
Sayfa 200 - Yakın PlanKitabı okudu
Eski müsteşarımız*, "Üstat dedi. Siz ne kadar çok şey biliyorsunuz! Hayret bir şey! Yalnız biliyor musunuz üstat? Bu Faslıların namazları bizimkine hiç benzemiyor! (...) Üstat gözlerimle gördüm. Bu Faslılar, namaz kılarken,kimisi ayakta duruyor, kimisi eğiliyor, kimisi başını yere koyuyor, kimisi de oturuyor. Halbuki bizim namaz hep birlikte kılınır değil mi üstat?"
* Türkiye Cumhuriyeti'nin 1980 yılında Fas'ta düzenlenen İslam Eğitim, İlim, Kültür Kongresi'ne gönderdiği Dışişleri Bakanlığı temsilcisi