Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"durmadan düşünüyorum ne kadar çok öldük yaşamak için."
Reklam
Külrengi bulutlarıyla güz günlerinin Sevdiğim İstanbul'u gibisin Gene de çağırıyor yüreğin Daha aydınlık bir yeryüzünü ... Ayak basmadığım çorak bozkırlarda Sevdiğim Anadolu gibisin Gene de bekliyor yüreğin Uzakta ve elinde olmayanı
Uyudum uyandım bir uzun gece Ay karanlık devir puşt hava dumanlı Sırtımda bir hançer söğüt yaprağı Düşte gördüm dökülmüş odamın beyaz Kireci bahar gelmeden geçip gitmiş yaz Kimse sormaz aç mıyım susuz mu halim nice
durmadan düşünüyorum ne kadar çok öldük yaşamak için.
Sayfa 77 - Sırlar Ve Deniz
Bir zambağın taçyaprağında yağmur tanesini Bir kula atın rüzgârlı bayırdan kaynağa inişini Yarısı gölgeli kumlarda ölümü bekleyen karanlık boğayı Sabaha karşı ve hiç uyunmamış tanyerinde işıyan kavak ağacımı Ve bütün bunları birden düşündüren seni düşünüyorum şimdi..
Reklam
içinden görmek istiyorum seni dinlemek daha da bir güze doğru çimenlerinden geçen serin esintiyi yıkanmak derin saatlerinde denizinin yarı aydınlık sokaklarından geçmek ve eski bir balıkçının uslanmaz merakıyla ağ atmak akşama karşı sularına...
Dağılıyor havada Bir kuyu ağzından geçiyor gibi Rüzgârı mor fistanlı zamanın Bu güzel şarkı da unutulacak Kıyımlar acılar kanlar içinde Savrulurken yaşadığımız günler Bu soruyu mutlaka soracaksın Ne kaldı ne kaldı bizden geriye?
Akşam olmadık şeyler düşünüyorum bir idam mahkûmunu, kahvaltıda ne yediğini çöpçü çocuklarının kalabalık bir caddenin ortasındaki çınarın hangi mevsimde budandığını niçin savaşlarda yitmiş ordular gibi görünmeden geçtiğini dostlukların Bir menekşe yaprağının bir kuleden bizim için sessizce savrulduğunu
"Giderek çoraklaşan bu engebeli toprakla, uçsuz bucaksız gökyüzünün arasında unutulmuş, tek edilmiş bir anlam gibi duruyordu yıkık kent."
Sayfa 118Kitabı okudu
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.