Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yeniden Doğuş
Ah! Budur işte benim payıma düşen Benim payıma düşen budur Bir gökyüzüdür Benim payıma düşen Asılır asılmaz perde, benden alınıp götürülen Issız merdivenlerden ta derinlere inmektir benim payıma düşen Ve ulaşmaktır bir şeye, çürüyen ve gurbette Benim payıma düşen hüzünlü anılar bahçesinde dolaşıp durmaktır ölmektir bana "ellerini seviyorum" diyen bir sesin kederinde
Yeniden Doğuş
Yaşam belki Upuzun bir sokaktır bir kadının elinde bir sepetle geçtiği Belki yaşam bir adamın kendini bir dala asarken kullandığı iptir Okuldan dönen bir çocuktur belki yaşam Bir sigara içimidir belki iki sevişme arasında Ya da yoldan geçişi bir dalgın adamın hani şapkasını çıkarıp bir başkasına anlamsız bir gülümseyişle "İyi sabahlar" diyen Yaşam belki bakışlarımın Senin gözbebeklerinde yok olduğu o kapalı andır Ayışığı algısıyla karıştıracağım o duyguyu karanlık soluğuyla
Reklam
Güneş Doğuyor
Yıka beni dalgaların şarabıyla İpeğine sar beni öpüşlerinin İste beni yeniden bitmeyen gecelerde Bırakma artık beni Beni yıldızlardan ayırma Bak tam karşımızda gecenin mumu Damla damla nasıl eriyor Nasıl doluyor ağzına kadar uyku şarabıyla Gözlerimin simsiyah kadehi Senin ninnilerini dinlerken Ve bak nasıl Şiirlerimin beşiğine Sen doğuyorsun, güneş doğuyor
Güneş Doğuyor
Bak nasıl içinde gözlerimin Eriyor damla damla keder Karanlık ve isyancı gölgem nasıl Tutsağı oluyor güneşin Bak Yokoluyor tüm varlığım ve beni İçine alıyor bir kıvılcım Fırlatıyor taa doruklara Bak nasıl Sayısız yıldızla Doluyor gökyüzüm benim Uzaklardan geldin sen ve uzaklardan Ve kokular ve ışıklar ülkesinden Şimdi bir teknedeyim seninle birlikte Fildişi, bulut ve kristal Götür beni ey yüreğimi okşayan umudum Götür şiirlerin ve coşkuların kentine
Gecenin Soğuk Caddelerinde
Uzaklardan Gelen sesimi dinle benim Gör beni koyu sisinde sabah dualarının Ve aynaların dinginliğinde Bak, gene de nasıl dokunabiliyorum Kalıntısıyla ellerimin karanlık düşlerin dibine Nasıl bir dövme yapabiliyorum yüreğime kan lekesi gibi Suçsuz mutluluklarından yaşamın? Pişman değilim Benden konuş ey sevgilim bir başka benle Gecenin soğuk caddelerinde Gene aşk dolu gözlerini gördüğün Benden! Ve hatırla beni, kederle öperken o Gözlerinin altındaki çizgileri...
Reklam
BAHÇENİN FETHİ
Söylemek istediğim korkak fısıltılar değil karanlıkta Gündüzdür söz konusu olan ve ardına kadar açık pencere Ve tertemiz hava Ve bir ocak tüm yararsız şeylerin yanıp gittiği Ve apayrı bir ekinin tohumlarını taşıyan tarla Ve doğum ve gelişme ve gurur Bizim seven ellerimizdir söz konusu olan Bir köprü kuran kokular, ışıklar ve esintilerle Gecenin üstünde Çimenliğe gel Kıyışız çimenliğe ve çağır beni İbrişim çiçekleri usulca nefes alırken Çağır bir ceylan eşini çağırır gibi
BAHÇENİN FETHİ
Benim mutlu saçlarımdır söz konusu olan Senin yanık kırmızı şakayık öpüşlerini taşıyan saçlarım Ve içtenliği tenimizin Çıplaklığımızın parıltısı Balık pulları gibi Söz konusu olan gümüş rengi türküsüdür yaşamın Tan ağarırken kaynaktan fışkıran
Yeryüzü ayetleri
Kimse aşkı düşünmez oldu Kimse düşünmez oldu yengiyi Kimse Hiçbir şey düşünmez oldu artık
Yeşil Düş
Yapamıyordum artık yapamıyordum Yadsıyarak yükseliyordu yoldan ayak seslerim Daha büyüktü umutsuzluğum sabırdan Ve geçiyordu bahar o yemyeşil düş Penceremden Sesleniyordu yüreğime: "Bak Hiçbir zaman ilerlemedin Battın sen!"
Reklam
Yeşil Düş
Nasıl da tutuldum çölün ruhuna Ve uzaklaştırdı beni ayın büyüsü sürünün inançlarından Nasıl büyüdü yüreğimin yarım kalmışlığı Tamamlayamadı bir türlü hiç olan yarım öbür yarımı Durdum nasıl ve gördüm kayıyor Ayaklarımın altındaki toprak Ve geçmiyor tenimin bomboş bekleyişine Sıcaklığı teninin
Yeşil Düş
Ve ne verdiniz bana ey yalın ve aldatıcı sözcükler? Ne verdiniz tenin ve isteğin kaçışından başka? Daha da yalancı olmaz mıydı Başıma koyduğum ve kokular saçan Kâğıttan yapılmış taçtan daha yalancı Saçlarıma iliştirdiğim bir çiçek?
Gece Görüşmesi
Belki de varolma alışkanlığı Ve yatıştırıcılar Çoktan tüketmiştir insanın Saf ve yalın isteklerini Belki de ıssız bir adaya Alıp götürmüşlerdir Ruhlarımızı Belki de düşte görmüşümdür ben ağutos böceğinin sesini Belki de rüzgârlı süvarilerdir Bu tahtadan mızraklara yaslanmış Bekleyip duran sabırlı yayalar Ve o yüce düşünceli bilgeler olmalı Bu zayıf, beli bükülmüş afyon düşkünleri Doğru olmalı doğru olmalı kimse Beklemiyor artık bir başlangıcı
Gece Görüşmesi
Hiç düşündünüz mü Yaşamın kederli maskesinin gölgesi altında Yüzlerini gizleyen Sizler Bu üzücü gerçeği? Bugün yaşayanların Bir başka dirinin posasından başka bir şey olmadığını? Sanki ilk gülüşünde Yaşlanıp gitmiştir bir çocuk
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.