Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
SPOILER!
1-Ormanın üzerindeki yıldız
Garsonun; bir kadın için, kadının yolculuk yaptığı trenin raylarında intiharı.
2- Erika Ewald’ın aşkı
Erika ve diğer müzisyen çocuğun yakınlaşmaları ve çocuğun erika’ya soğuk yapması sonrası görüşmemeleri. Sonrasında Erika pişman oluyor fakat çocuk hayatına bakmaya devam ediyor. Sonrasında kadın tek başına
Perihan, Neriman, Ümran.. Ülkenin işgal kuvvetleri altında olduğu Milli Mücadele yıllarında, direnişe katkıda bulunan 3 kız kardeş..
Değerli gazeteci-yazar Hıfzı Topuz'un, anılara ve belgelere dayanarak yazdığı romanda Çamlıcalı kız kardeşlerin İngiliz ve Fransızlardan önemli bilgiler sızdırarak silah depolarının boşaltılıp Anadolu'ya silah sevkinde yaptıkları hizmetler anlatılmış. Aynı zamanda kızlardan yola çıkarak M.Kemal Atatürk'ün verdiği mücadele ve gerçek bir halk hareketinin unutulmuş kahramanları gün ışığına çıkarılmış..
Yıllar sonra Bestekar Yesari Asım Bey onlardan esinlenerek "Biz Çamlıca'nın üç gülüyüz" adlı Nihavend şarkıyı bestelemiş. Kızlardan geriye unutulmayan bu şarkı kalmış. Ama o şarkı gerçekten o kızlar için mi yazıldı bilen yok.. Belki gerçek adları da bunlar değil ancak Milli Mücadele'ye yaptıkları katkıları kim unutabilir, kim inkar edebilir..?
İlk olarak Sara Blaedel'in Orman Ormanı kitabını okumuştum. Bu kitapta geçen olaylara göndermeler olunca merak ettim okudum ancak peş peşe iki kitap biraz fazla oldu. Sade ve anlaşılır bir dilde yazılmış kolay okunuyor. Hikaye bu sefer biraz daha enteresan ancak yine pek fazla aksiyon yok. Louise'nin kişiliği ve zaafları kitaba renk katıyor ancak Camilla ile olan kısımları gereksiz buldum.
Yıllar önce akıl hastanesine yatırılan ve aynı gün aynı saatte ölen ikizlerden birinin yıllar sonra bir göl kenarında daha yeni çürümeye başlayan bedeni bulunduğunda polisler çok şaşırır. Kızın ölüm belgesi yıllar önce imzalanmış ve imzalayan doktor ölmüştür.
Aynı gölün etrafında bulunan bir bebek bakıcısının cesedinden alınan DNA örnekleri çok daha önce işlenen bazı cinayetlerin faili ile eşleşir ve işler iyice sarpa sarar.
Acaba ikizler neden öldü olarak gösterildi? Eğer ölmedilerse diğer kardeş nerede? Peki bulunamayan cinayet zanlısı kim? Bu iki olay birbiriyle bağlantılı mı?
Sonuyla beni şoka uğratan bir kitap oldu. Gerçekten son ana kadar tahmin edemedim katili. Hele ki katilin yaptıkları... Beni gerçekten çok şaşırttı. Tesadüf eseri gördüğüm bir kitaptı ve açıkçası bu kadar güzel olmasını ummamıştım. Beklentilerimin çok üstündeydi. Eğer polisiye kitapları seviyorsanız bu kitaba şans vermenizi öneririm. Tam çerezlik ve elinizden bırakamayacağınız kadar akıcı bir kitap.
Keyifli okumalar dilerim...
Zarif adam...
Yalnız şair Cahit Zarifoğlu, öyle bir hâle gelmiştir ki kendi içinde bir şiir dili kurmuştur, der Erdem Beyazıt.
Zarifoğlu, gerçekten anlaşılması zor bir şair. Onu anlamak pek de kolay değildir.
Belki de bu yüzden hep Wagner dinledi durdu, anlaşılmadığı için hep anlaşılmayanları anlamaya çalıştı. Eğer Wagner bugün hâlâ yaşıyor olsaydı eminim çok da dinleyicisi olmazdı ama Zarifoğlu onu o zamanlar anladı sanki o da anlaşılmak ister gibiydi...
Cahit Zarifoğlu, gerçekten okunması ve anlaşılması gereken bir şairimiz, anılar defterinde buz dağının arkasına gizlenen unutulmuş bir kuru Gül'den olmasın, o hep buz dağının görünen ve bilinen yüzü olmalı...
Bizler Cahit Zarifoğlu okuyalım ki bir şeylerin farkına varalım, özümüzü bulalım, şiir okunmaya değer kızlar ve şiir okumaya layık erkekler olabilelim...
"Bir kalbiniz vardır onu tanıyınız.
Bir şehir kadar kalabalıktır bazıları
Bir dehliz kadar karanlıktır bazıları
Konuşurlar
İsterler
Susarlar..."
Danimarkalı yazar Sarah Blaedel'ın ilk eseri Unutulmuş Kızlar,benimde yazardan okuduğum ilk eser.
Louise dogup büyüdügü kasabayı,sevgilisi Klaus'un intihar etmesiyle terk etmişti.Yıllar sonra Özel Araştirma Birimi Teknik Müdürü olarak geri dönmüştür.Kimliği belirlenemeyen ve hiç kimsenin kayıp ilanında bulunmadığı bir kadın cesedinin ortaya çıkmasıyla olaylar başlar.Adli tıpta kadının zihinsel engelli olduğu anlaşılır.Cinayetlerin ve kayıpların devam etmesiyle olaylar silsilesi gelişmektedir.
Louise,geçmişte yaşadığı acı verici olayları hafızasından silmek için çok çaba harcamıştır.Ancak araştırmaları sırasında bunlarla yüzleşmek zorunda kalmıştır.
Polisiye roman turünde olan bu kitap anlaşır ve yalın bir dile sahip.Genelde film tadinda merakla okudum,özellikle olaylar çözülmeye başladığında yaşananların dehşetinden ürperdim.Ancak kitabın bitişi pek tatmin etmedi.Okuyucu suçlunun kim oldugu anladığında, Louise bunu daha sonra öğrenmektedir.
Finalde Louise'in sevgilisinin intihar etmediği şüphesinin üzerine gideceği belirtilmiş ve kitabin devamı Ölüm Ormanı kitabı yayınlanmıştır.
Keyifli okumalar...
“Epeyce kadın gizlice erkek” sözde kadınlar, mevsimlik sevdaların unutulmuş kızları, tasaları gizli cam güzeli kızlar, Sansaryan Han’da sorgulananlar, kullanılmış yüzlerini aynalara bırakan muhbirler, derinlemesine yalnız tutuklular, mağlup sarhoşlar, parmak uçlarından yıldızlar damlayan adamlar…
Attilâ İlhan birbirinden sahici insanlarıyla kent resimleri çiziyor bize. Tanrıyoruz o insanları; kimi ben, kimi sen, kimi o…
Ayrılık Sevdaya Dahil (Ciltli)Attila İlhan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,1bin okunma
Kitabı ilk okumaya başladığım zaman biraz sıkıldım açıkçası çünkü olaylar durağan ilerliyordu. Ancak iyiki de okumayı bırakmamışım. Sonrasında heyecanın, gizemin dozu arttı ve kitap kendini okutturmayı başardı. Polisiye kitaplarda zeki ve başarılı kadın dedektiflerin olduğu kurguları okumayı ayrı bir seviyorum ki bu seride de ana karakterimiz kadın bir dedektif.
Kitabın kurgusu oldukça iyiydi ve ilk 100 sayfadan sonra da olaylar daha bir akıcı ve sürükleyici ilerledi. Biraz dram ağırlıklı, üzüntü veren olayların yer aldığı bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Kitapta beni en çok zorlayan, olayların Danimarka'da geçiyor oluşundan kaynaklı isimleri ve yer adlarını okumak oldu ama okumaya devam ettikçe alıştım ve bu sorun da halledildi. Benim açımdan güzel bir okuma oldu ve polisiye severlere seriye bir göz atmalarını öneririm.
Ayrılık sevdaya dahil
Mevsimlik sevdaların unutulmuş kızları,Tasaları gizli cam güzeli kızlar,Sansaryan Han da Sorgulananlar,Kullanılmış yüzlerini aynalara bırakan muhbirler,Dinlemesine yalnız tutuklular,Mağlup sarhoşlar,Parmak uçlarından yıldızlar damlayan adamlar.
Büyük yazarımız. Bizlere bizlerin hayatını şiirini yazmış halkın içinden halktan biri şiirlerini okuyup üstüne düşünülmeli .
Tanıyoruz o insanları;Kimi ben,Kimi sen, kimi o.. bizler
Mutlaka okumalısınız
Keyifli okumalar
