Batılılar ın İstanbul Boğazı'na verdikleri Bosphorus adı bir efsaneden kaynaklanıyor. Tanrılar başbuğu çapkın Zeus'un bir inek biçimine dönüştürdüğü İo, İstanbul Boğazı'ndan geçmiş ve oraya "inek geçidi" anlamına "Bosphorus" denmiş.
Sayfa 105Kitabı okudu
Mezopotamya kaynakları Orta Tunç Çağı Anadolusu'nu "Hatti Ülkesi" diye adlandırmaktaydı. Bu, Anadolu'nun bilinen en eski adıdır aynı zamanda. Bu dönemin temsilcileri parlak bir uygarlığın yaratıcıları olan "Hattiler"dir.
Sayfa 101Kitabı okudu
Sümerler uygarlığın öncüleri oldular. Ama, bilimsel düşünceye ulaşmak için vakit çok erkendi henüz. Bu nedenledir ki, onlar da kendilerince bir inanç sistemi kurarak doğa
olaylarını açıklamaya çalıştılar. Ve bu sistem sonraları tek Tanrılı "Göksel dinlere" de kaynaklık etti.
Sayfa 19Kitabı okudu
Uygarlık, yeryüzünün neresinde doğmuş olursa olsun insanlığın ortak malıdır.
Sayfa 227 - SayKitabı okudu
Homeros, Troya'nın düşüşünden, tahta at hilesinden, şehrin yakılıp yıkılışından, tarihin belki de en büyük soykırımından söz etmez.
Sayfa 206 - SayKitabı okudu
Ana Tanrıçalar'ın başlıca özellikleri doğurganlıklarıdır. Kadın doğurganlığıyla övünür Anadolu'da onunla saygınlık kazanır. Doğurmak bir bakıma yaratmaktır; hayatın, bereketin simgesidir.
Sayfa 145 - SayKitabı okudu
Ana sevgisiyle ehlileştirilmeyecek hiç bir vahşi yaratık yoktur...
Sümerler, çağrının en gelişmiş uygarlık ve kültürünü temsil etmekteydi... üç büyük dinin de en saygın ve kutsal kişilerinden olan İbrahim in sümer kökenli olduğunu anımsayalım...
Fatih'ten Papa'ya İlginç Bir Mektup
Fatih Sultan Mehmet büyük bir diplomasi ustasıymış da. Bir Anadolulu olarak soyunu Troya'ya bağlar ve Yunanlılar'ı destekleyen Papa Pius'a şu satırları yazar:
"Nasıl oluyor da İtalyanlar bana karşı çıkıyorlar şaşıyorum. Biz de onlar gibi Troyalılar'ın soyundan geliyoruz. Yunanlılar'dan Hektor'un öcünü almak bana olduğu kadar onlara da düşer. Oysa İtalyanlar bana karşı Yunanlılar'ı tutuyorlar."
Sayfa 152Kitabı okudu
Büyük Konstantinus İstanbul'dan önce ata toprağı olduğuna inandığı Troya'yı başkent yapmak istemiş. Diokletianus ise imparatorluğu yönetmek için oturma yeri olarak Nicomedia'yı (İzmit) seçiyor kendisine.
Sayfa 151Kitabı okudu
Bergama'dan Roma'ya
Sybilla bilicileri Roma'nın Kartaca karşısında başarılı olabilmesi için Ana Tanrıça'nın Roma'ya getirilmesi gerektiğini söylerler. İ.Ö. 204 yılında Tanrıça'yı simgeleyen göktaşı büyük bir törenle bir gemiye konularak Atarne (İzmir/Dikili) yoluyla Roma'ya yola çıkar. Ama gemi Tiber Nehri'nde karaya oturur. Ne yapıldıysa gemi kurtarılamaz. Ancak kirletilmemiş eller kendisini kente sokabilecektir. Claudia Quinta adındaki genç kız belinden kuşağını çözer ve onunla gemiyi çeke çeke Roma'ya kadar götürür. Tanrıça'yı simgeleyen meteor taşı da onun adına Palatin Tepesi'ne kurulan tapınağa törenle yerleştirilir.
Sayfa 150Kitabı okudu
Ana Tanrıça : Toprak Ana
Ana Tanrıça, Anadolu'da çağ ve toplumlara göre Vuruşemu, Hepat, Arinna, Nana, Ma, Kybele, Leto, Latona, Kupaha olur. Sonra Yunanistan'a geçerek Rhea; Suriye ve Filistin'de Mariamme, Marianna olur. Adlar değişir ama öz hep aynı kalır. Toprağın, doğanın yaratılışının simgesi Toprak Ana'dır o.
Sayfa 146Kitabı okudu
Eski Yunanca'da ihtiyarlıkla, yılanın değiştirdiği deri arasında bir bağlantı kurulmuş. Eski Yunanca'daki "geras" sözcüğü hem "ihtiyarlık" ve hem de "yılanların üzerlerinden çıkardıkları yaşlı deri" anlamlarına geliyor. Bu da demektir ki, yılan her yıl üzerindeki yaşlı deriyi atarak gençleşiyor, bir başka deyimle ölümsüzleşiyor.
Sayfa 126Kitabı okudu
Cinsel ilişkiden sonra yıkanıp arınma kavramı da Kutsal Kitap'a (Tevrat) Hititler'den geçmiş gibi görünüyor. Hitit yasalarına göre cinsel ilişki kirleticidir, bu nedenle güneş doğar doğmaz yıkanmalı ve sabahleyin tanrıların yemek yiyeceği zaman hazır bulunulmalıdır.
Sayfa 117Kitabı okudu
Eski Ahid'in II. Samuel kitabında belirtildiğine göre aynı zamanda güçlü bir kral olan Davud peygamber, Bethsaba adlı güzel bir kadını elde edebilmek için kocası Uriya'yı ordunun en ön safında savaşa gönderir. Bu Uriya da bir Hititlidir.
Sayfa 112Kitabı okudu