İmamı azam hazretleri VE talebeleri
" imamüna beyne na ke nuni lena "
Bir gün İmamı azam hazretleri talebeleriyle giderken (imamı yusuf ve imamı züfer olsa gerek) aralarında şöyle bir latife geçer.
imamı Azam hz.talebeleriyle yoldan giderken imamı azam hz.ortada gidiyor tabi,bu iki talebe uzun, imamı azam hazretleri de onlardan biraz kısa boylu.
İmamı yusuf rh. imamı züfere rh. der ki; " imamüna beyne na ke nuni lena " der. manası: imamımız bizim yanımızda "lena´nın nun´u gibidir" der.
Nun, yani bir nokta gibidir demek istiyor.
Bu söze imamı azam hazretleri şöyle cevap verir.
Der ki:" in lem yekün nunu lena yekünü la" yani lena´nın nun´u olmasa "la" olurdu. imamınız olmasaydı siz olmazdınız (lam ve elif´in okunuşu = la) demek istiyor mübarek.
Mübarek ne hazır cevap. Allah cc şefeatlerine mazhar eylesin.
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
sevince çocuk oluyor insan...
ama dünyada her şey
olması gerektiği gibi olmuyor ki...
senden ayrılınca anımsadım
dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu...
kursak diye bir yer var.
heveslerim,
hayallerim,
Karanlık bir el aldı götürdü uçurum kıyısına
Boğazımdaki düğüm konuşmama izin vermiyor
İnanmaya başladığım yerlerden vuruldum
Kan revan halllerim bulaştıkça ruhuma
Açılmaz yaraların derinliği mahvediyor
Sürgüne hazırlanan pranganın tesiriyle
Zihnimin alfabesi karışık
Söz dizimi meçhul
Neden anlaşılamıyorum? Mesele kolaydı aslında
Uzattığım eli
Aidiyet
Çok fena;
"Politikaya inanan ve dolayısıyla siyasi bir oluşuma aidiyet hissedebilen bir bilince hâlâ imreniyorum. Âkil ömrüm apolitik geçti; siyasete ve siyasetçiye sövmekten daha fazla haz aldığım bir hobim de yok. Buna rağmen her seçim zamanı değişimi bir siyasi iradeye bağlayabilen umuda muhtacım. İflah olmaz bir "ikna edilmek değil, değişimin kendisi olmak isterim" mottacısıyım. Yegane mefkurem, aidiyetsizlik. Bütün bir anlamı burada arıyorum. Ancak ne bulabiliyorum ne de bulabileceğime inanabiliyorum. Zira uzun süredir bilmekten alıkoyan inancın hiçbir türüne tahammülüm yok. Hakikatten başka hiçbir gerçeğe inanmıyorum ya da inanamıyorum."
diyesim var ama beceremem diye korkuyorum...
Neşenin ve hüznün hakkını verin. Olgunlaşma hüzünsüz olmaz. Çünkü biz yırtılarak, ayrılarak, yarılarak olgunlaşırız. Neşenin abartılı biçimlerinde bir zeka sorunu vardır. Varoluş hüzünsüz kendisine katlanılabilir bir gerçeklik taşımaz. Hüzün bizi korur.
kadının gitmesi gerekiyordu.
oturdu
şarap içti
sustu bir hayli uzun baktı adama
anladı
acıdı içinde bir yer
usul usul ağladı aşk bu dedi kendine
seviyorum onu
8 yıldır bu sitedeyim ve bir sürü insan, birçok tartışma gördüm, çoğu zaman geriden izledim, çok azına müdahil oldum. Ahlakın, zekanın ve rasyonelliğin kitap okuma sayısıyla doğru orantılı olmadığı birçok örnek gördüm.
Gerçek hayattaysa farklı kültürlerde yaşadım, küçük yerde de büyükşehirde de yaşadım. En dindarından en sekülerine kadar farklı ortamlarda uzun zamanlar geçirdim. Birçok ortama girdim, farklı yaşlardan çok farklı arkadaşlarım oldu. Henüz 30 yaşımdayken vardığım sonuç; ahlak, zeka ve rasyonel düşünme becerisi gibi yetilerin bambaşka donanımlara ekstra ihtiyaç duyduğu. İyi bir aile terbiyesi ve yaşam deneyimi olmadan kitap okuyarak kolay kolay olmuyor bunlar.
Dünyada herkes güzel olan şeyleri güzel olarak bilir. Çirkin olan şeyleri de tanır. İyi olan şeyleri iyi olarak tanırsa, fena olan şeyleri de bilir. Böylece, varlık ve yokluk birlikte meydana gelir. Uzun ve kısa birlikte şekil alır. Yükseklik ve alçaklık diğerinin zıddından çıkar.