Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Beni eller kimi görme
Sen benimsin ben seninim
Gel seni benden ayırma
Sen benimsin ben seninim
Senin galbin benim galbim
Sana malumdur benim halım
Kaçma benden nazlı gülüm
Sen benimsin ben seninim
Kalpten kalbe bir yol vardır
Gözünen görünmez sırdır
İkimizin kalbi birdir
Sen benimsin ben seninim
Galbimi galbinde duyan
Halım değil midir ayan
Garibi bu hala koyan
Sen benimsin ben seninim
"Zannetme ki, sana kabuğunu kır, diye cevap vereceğim... O zaman dağılırsın! Sakın kabuğunu kırma; genişlet... ve kendine mal et, kanınla işle ve canlandır. Kabuğun kendi derin olsun..."
Vatanım memleketim bu mutlu günde
Büyüğüne küçüğüne saygı duyarım
Ayrım yapmayana kendi gönlümde
İnsanlık adına sevgi duyarım
Cehaletin kökü söktüğü için
Yerine insanlık ektiği için
Ozan anıtı diktiği için
Kırşehir iline övgü duyarım
Süren olur cehaletin atını
Kim çevirir cahilin kuvvetini
Belki birgün babamın anıtını
Sarsan olur diye kaygı duyarım
Ozanlar babası Muharrem Ertaş
Nice ozanlara olmuştur nakkaş
İnsan olanların hepisi kardeş
Bir garibim böyle duygu duyarım