Hayatımda hiç aşık olmadım. 18 yaşındayım ve daha önce hiç sevgilim olmadı. Kimseden hoşlanmadım bile. Karşıma doğru insan çıkmadı belki evet, ama konumuz şu ki, tüm bunlara rağmen ne zaman bir aşk şarkısı dinlesem hüzünleniyorum. Bazen kendimden gizli sevgilim mi var diye düşünmüyor değilim. Çünkü şarkı ayrılığı anlatıyor ve ben ağlayacak gibi oluyorum. Şarkı özlemi anlatıyor başımı sallıyorum. Evet diyorum ya, evet! Özlemden öleceğim diyorum. Ama kimi özlüyorum? Yok. Kimse yok. Benden giden kimse olmadı. Çünkü bana gelen kimse olmadı. Ben de kimseden gitmedim. çünkü ben de kimseye gitmedim. Yani sevgili Cem Adrian, haklısın, ben onu çok sevdim. Ama kimi?
632 syf.
10/10 puan verdi
Uzun kitap okumanın büyüsü üzerimde çok güçlü bir etkiye sahip, hiç yoktan bir hayranlığa sebep oluyor. Böyle olmasına şaşacak değilim çünkü alışkanlıklarına sarılan bir adamım. Hatta ben yaşadıkça öyküsünü okuyacağım bir karakter olsun isterim. Bunun için küçük bir kandırmaca biliyorum gerçi. Güncel bir yazarı, özellikle günce türünde takip
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139.2k okunma
Reklam
384 syf.
9/10 puan verdi
TJR okuyup da yanıldığımı hiç hatırlamıyorum. Her okuduğum kitap bir öncekinden daha çok etkiliyor beni. Carrie Sato, biyografik kurgu tadında bir kitap. Anlatımı, Reid'in o tanıdık keyfini veriyor okurken. İşte bu yüzden TJR okumak, muazzam bir olay... . Carrie, eski tenisçi olan babasının izinde gitmeye yedi yaşında karar verdi. Sıkı çalışmaların sonucunda bir çok başarıya imza atar ve dünya da en çok şampiyonluk kazanan unvanına sahip olur. Tüm bu başarılı kariyerinin yanında muhatap olarak kimseyi görmemesi ve suratsız yüzü ile pek de sevilen bir sporcu değil. Zaten onun için de önemli olan sadece ve sadece tenis. Lakin yaşadığı sakatlık sonucu emekliye ayırır kendini. Aradan epey bir zaman geçmiş ve rekorlarını kırmakla tehdit eden bir tenisçi sayesinde kortlara geri dönme kararı alır. Bu kısımda ne kadar başarılı olur olmaz okurken heyecanı dorukta yaşıyoruz. Özellikle o tenis maçlarını gözümün önüne getirerek hayal etmek harikaydı. Bir de karşısındaki rakip, Sato'nun bir başka örneği olunca iki tarafın hırsını düşünün . . Elimde bir kaç tane daha okunacak TJR kitabı var, zira her kitaplikta kötü günler için iyi gün dostu kitap bulunmalı... . Severek okudum, siz de okuyun diye TAVSIYE EDERIM... . Okumak Iptiladir Müptelalara Selam Olsun...
Carrie Soto is Back
Carrie Soto is BackTaylor Jenkins Reid · 041 okunma
Millet bilgisayarlardan parçalar olarak donanım olarak çok iyi anlayanlar bana ulaşabilir mi lütfen tavsiyeye ihtiyacım var.
"'Sizce hayatın bir anlamı var mı?' 'Efendim?' 'Bence yok.' '...' 'Bu yüzden herkes kendi anlamını bulmalı. Ayrıca bir kişinin hayatı, bulduğu anlama göre değişir.' 'Evet.' 'Ama bulamıyorum.' 'Neyi?' 'Anlamı. Nerede aramalıyım ki? Hayatımın anlamı sevgide mi? Gerçek dostlukta veya bir kitapta mı? Bu kitabevinde mi? Bilmiyorum, çok zor.' '...' 'Sürekli hayatının anlamını arıyorum ama bu Kolayca bulunabilecek bir şey mi? Bulamazsam... Hayatımın bir anlamı yok demektir, değil mi?' 'Bilemiyorum.'"
126 syf.
·
Not rated
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in Acıları
Johann Wolfgang Von Goethe
Johann Wolfgang Von Goethe
"sen, bulamayacağı şeyleri arayan bir ahmaksın" Genç Werther'in Acıları... Yıllar önce gerçekten kötü olduğum bir dönemde okuduğum, Werther'i gerçekten anlayıp onunla öldüğümü bile hissettiğim o kitap. Çok garip bir sürü kitap okudum ama bazı anlar da okunan kitapların yeri çok farklı kalır, onlardan biriydi.
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120.8k okunma
Reklam
Hiçbir şey salt ve tamamen beyaz ya da siyah veya tatlı ya da et veya kemik değildir, ama her şeyin doğası en çok içerdiği şey gibi görünür. (...) "Hiçbir şey" diyor Anaksagoras, "ne üretilir ne de yok edilir, fakat bunlar karıştırılır ve var olan şeylerden ayrılırlar." Bu nedenle, "her şey bir arada" idi.
“Hayattan ne istediğini bilmeyen boy aynasına bakmayıp kendini mükemmel zanneden… dokunmakla düşünmenin bir farkının olmadığını bilmeyen… sevgisinde cimri, öfkesinde bonkör olan bencil yaratıklarız.. kazandıklarımız kaybettiklerimizin yerini tutsun istiyoruz.. avucumuzu yalıyoruz. Bir şey güzelse bunda bir anormallik arıyoruz, olmasa bile
Ah'lar Ağacı
Bir zamanlar kendimi Bulunmaz Hint kumaşı sanmıştım. Kaç metredir benim yokluğum? Benden daha çok var sanmıştım. Benim yokluğumdan dünyaya Bir elbise çıkar sanmıştım. Dünyanın çıplaklığına bakmaya utanmadan Sonunda bende alıştım. Ah... dedim sonra, Ah!
Sayfa 16 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
yarasa'nın 21 şiiri
youtu.be/hkJQWf8MfDw?si=... 1 ölüm rengine bürünmüş bir Ahmet Erhan portresi gibi dolaştım kendi kıyılarımda
Reklam
Arzunun en korkunç tarafı gücü değil devamsızlığıdır, Anna Karerina'da bunu da görürüz. Tutkunun insanın içindeki benlikleri nasıl şiddetle ele geçirdiğini gördük, ancak bu tutku zamanla solar ve tüm duyguları karşı konulmaz bir şekilde yıpratır. Bu önce, Vronski'nin başına gelir: Anna'yla beraber İtalya'ya seyahati sırasında, bir dileğin gerçekleşmesinin mutluluk getirmeye yetmediğini çok geçmeden anlar. "Ne var ki Vronski, uzun zamandır arzuladığı şey tümüyle gerçekleşmiş olmasına rağmen, tam olarak mutlu değildi. Arzusunun gerçekleşmesinin, beklediği o mutluluk dağından sadece bir kum tanesi bıraktığını hissetmişti. Bu gerçekleşme, insanların mutluluğu bir arzunun gerçekleşmesi saymak gibi ebediyen yaptığı bir hatayı göstermişti ona."
Sayfa 37
İlgi ve alakamızın çok fazla talibi var bu dünyada. Her şey bizi bir yerimizden çekiştiriyor. Madde dünyası, magazin dünyası, moda dünyası, estetik dünyası, sosyal medya, siyaset... hepsi insanları her daim bir yerlerinden tutup bir yerlere götürmek istiyor. İnsan hangisine bakacağını, hangisine odaklanıp ne yapacağını bilemez hâle geliyor. O yüzden insanları bocalar, sersemler, ayakları dolanır hâlde görüyoruz. Bir şeyi tamamlamadan diğerine atlamaya mecbur bırakılan ve bu yüzden de her şeyi yarım yamalak yaşayan bir insanlıkla karşı karşıyayız...
Hiç kimse hayatına tesadüf girmez. Hayatındaki herkes senin bir yönünü (tarafını) yansıtır. İşte şimdi senin için müthiş bir bilgi geliyor. Hazır ol! Diğerinde bir yansıman olarak gördüğün o yönün (tarafın) senin kurtuluşun için var! Beni gör, kabul et ve kurtul diye yansıyor ama sen ne yapıyorsun? Korkup kaçıyor ve ısrarla o yönünü görmezden gelip yok sayıyorsun. Unutma en çok merak ettiğin, nefret ettiğin ve yargıladığın şeye zamanla dönüşürsün. Bu yüzden yaşamın sen isyan ettikçe, öfkelendikçe içinden çıkılmaz hale geliyor, battıkça batıyorsun. Neyi merak ettiğine, yargıladığına ve neden nefret ettiğine lütfen dikkat et..
Ben uzun uzun, derinden ve giderek daha da hızla emmeye devam ederken bacaklarımın arasında yanan ateşi tutuşturduğunu da inkâr edemeyeceğim. Jeremy bağırarak inliyor ve ben çok yaklaştığını, birazdan orgazm olacağını anlıyorum. Biraz yavaşlıyorum, bana olan ihtiyacının tadını çıkararak yine oyunlar yapıp sonra onu tamamen ağzımın içine alarak penisinin dibini dudaklarımla sarıyorum.
Biiiir, çok sıkıldım İkiiii, yerim çok dar Oooooo, senden çok var Beni mi buldun şimdi? Çok işim var..
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.