Dil ve Üslup Dil, Atsız'ın dilidir. Açık, duru, anlaşılır ve akıcı. Su gibi akar cümleler. Hiçbir cümle, hiçbir paragraf, anlaşılmazlığından ötürü sizi durdurmaz. Eğer duruyorsanız ve bir cümleyi, bir paragrafı yeniden okuyorsanız bu anlamadığınızdan değildir. Tam tersine çok iyi anladığınızdandır. Cümleler sizi can evinizden vurmuştur. Bir
Dil ve Üslup Dil, Atsız'ın dilidir. Açık, duru, anlaşılır ve akıcı. Su gibi akar cümleler. Hiçbir cümle, hiçbir paragraf, anlaşılmazlığından ötürü sizi durdurmaz. Eğer duruyorsanız ve bir cümleyi, bir paragrafı yeniden okuyorsanız bu anlamadığınızdan değildir. Tam tersine çok iyi anladığınızdandır. Cümleler sizi can evinizden vurmuştur. Bir
Reklam
Giderek insan, Sartre' ın deyişiyle " nedensiz, zorunsuz, anlamsız bir varlık" haline geliyor. "Geçmişsiz, desteksiz, yapayalnız bir varlık." " Tarih denen arabaya hayvanca koşulmuş, savaşı ve ölümü bekleyen bir varlık..."
Sayfa 10 - Say yayınları 32. BaskıKitabı okudu
... Bir varlık ve yokluk savaşı varsa eğer, birlikte var ya da yok olacağız. Hepimiz birbirimiz için bir aynayız, kimse ötekinden düşüncelerini değiştirmesini talep etmiyor. Sadece kendimizi en iyi şekilde anlatmanın ve diğerini de en iyi şekilde anlamanın derdindeyiz. ... Sevgili buyurgan ses, belki de sen yanılıyorsundur. Biraz konuşmaya ne dersin?
Hatırlayalım ki Çanakkale Zaferi, Avrupa'nın ''Hasta Adam''damgasını vurduğu bir milletin varlık mücadelesidir. Mücadele kaybedilseydi her şey biter, o moral çöküntüsü içinde İstiklal Savaşı bile verilemezdi. Ama kazanıldı. Tarihin yolu ve yönü değişti. Bir millet, ateşle imtihan olundu. Çanakkale'de; tarihle hesaplaştı ve kendi varoluş tarihini yeniden yazdı. Oysa yıllarca savaşmaktan yorgundu. İmparatorluğun geniş coğrafyası içinde on yedi yıl aralıksız savaşmış, Trablusgarp'tan Balkanlar'a kadar tüm vatan sathını kanıyla adeta sulamış, başta insan kaynakları olmak üzere hemen hemen tüm kaynaklarını tüketmişti.
Akif Safahat'ını İkbal'e, o da Peyam- Meşrık'ını gönderdi de Akif'e, "Bir gazeli sarhoş gibi nara attırdı bana!" dedirtti. İkbal'in narası ise daha müthişti. I. Dünya Savaşı günlerinde Lahor'da on binlerce kişinin katıldığı bir mitingde okuduğu şiirde, öldükten sonra peygamberin huzuruna çıktığını, Hz. Peygamber'in, "Söyle bana ne armağan getirdin?" buyurduğunu, bunun üzerine şöyle dediğini dile getiriyordu: "Efendim dünyada huzur ve rahat kalmadı. Gönlün arzu ettiği hayat ele geçmiyor. Varlık bahçelerinde binlerce gül, binlerce lale var ama vefasızdır onlar; terk eder bizi renkleri ve kokuları. Bunların yerine bir şey getirdim size, cennette bile benzeri olmayan bir şey; bir şişe kan. Bu senin ümmetinin namusudur, şerefidir, vicdanıdır. Bu Trablusgarb'ta Çanakkale'de şehit olan askerlerin kanıdır!" Bu hitap üzerine kalabalık dalgalandı. Kadınlar küpelerini, bileziklerini, erkekler neleri varsa küçücük servetlerini Türkiye'ye bağışladılar. Zira İkbal'in diliyle "Kendine hükmedemeyenlere başkaları hükmederdi."
Sayfa 141
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
İnsan aslında çok çaresiz bir varlık. Günümüzde insanın biyolojik yapısına aşırı yük yüklendiği için varlık ve yokluk arasında nerede olduğunun bile farkında olmayan milyarlarca insan arasında yaşam savaşı veriyoruz. Çoğu insan o kadar temkinli bir mesafe de duruyor ki doğruya, iyiye, güzele yaklaşmaya korkuyor. Çünkü bugüne kadar aldatılmış olmanın iç burukluğu ile bilinci tahrip olmuş insanların hiç olmak gibi bir beklentileri yok. Hiç olmaya gelmediyse insanı diğer canlılardan ayıran ne ola? Us/duyunç bağlantı duvarları çökertilmiş insanlığı yerinden hangi ahlak ve kim nasıl kaldıracak? İnsanlığın kendisi kendisinden vazgeçmiş iken bu nasıl olacak? Önder Karaçay
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kurtuluş Savaşı acımasız bir mücadelenin, Türk'ün ve Türk ülkesinin varlık davasının destanıdır.
Sayfa 306 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Medeniyet İlerleme ve Çöküş
Toynbee ve çağdaşlarının Batı medeniyetine ve ilerleme fikrine olan inancını derinden sarsan eser, Oswald Spengler'in Batı nın Çöküşü kitabıdır. Batı medeniyetinin kendi içinden yıkılmakta olduğunu haber verir ve geniş bir 'düşüş' ve 'çöküş' literatürünün ortaya çıkmasına öncülük eder. Tipik bir Alman olarak Spengler,
Sayfa 65 - İnsan YayınlarıKitabı okuyor
456 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.