Hadi gelin hikayemize yakından bakalım.
Hikayene bak !
Çocukluğundan ne öğrendin ?
Hangi duyguların , yok sayılıp birikti de bu kadar öfkelisin.
Bugün gülümsemen nerede soldu da mutlulukları hak etmediğini düşündün .
Bu kadar hüznü sırtlanmış gidiyorken bir düşün ! İlk ne zaman bu kadar üzüldün ve onun içinden çıkamadın ?
Kimden öğrendin sevgisizliklere ilişki demeyi .
Hikayene bak !
Belki yaranı evin zannettin, belki de boşluklarını organların gibi benimsedin.
Sorgulamaktan yürüyemeyen ,kırıldığı yerden büyüyemeyen birine dönüştün belki.
Hayır demedikçe zırhın delindi. İnsanları kırmamak için insan olduğunu unuttun.
İnsan kendine böyle haksızlık eder mi ?
Yapma bak!
Biriktin , şiştin, kaynadın, kendi üstüne döküldün .
Hikayene bak !
Sonra dön ve yanındakilere bak .
Onu mu seviyorsun , sana hatırlattığı yaraları mı ?
Ona mı güveniyorsun , onun seni bir gün sevme umudunu mu ?
Al çocukluğunu karşına eğil onun boynuna tut elinden ,takıldığı düğüme el at , görülmemiş darbelerine göz at , açık yaralarına yavaş yavaş dikiş at. O senin özün. Onu gör , özrünü dinle , bazen de gönlünü al.
Hikayene bak!
Hataların tek çaren değil artık. Eksiklerini topla ve toparlanıp hazır olunca ayağa kalk!
Hayatını sen tamamlıyorsun. Bir ömür de suçlayarak geçmez . Bu hayatı sen yaşıyorsun. İlk adımı atınca kendine yaklaşmaya başlıyorsun.
Yürümekten vazgeçme !
Yol insanı kendinden tekrar doğurur. Herkesi de affetme, bazen de insanı öfke korur. Bu yüzleşme senin olsun .