Ellerimde ne var diye bakıyorum kendime. Bunca çırpınışım ne uğrunaydı. Duyulmak için neden haykırıp durmuşum bunca yıl. İnsanın bazı şeylerden vazgeçmesi için önce yaşaması gerekiyormuş.. Güzel günlerin önündeki taşları toplamak yerine kendimin de bir taş koyduğumu farkettim. Bilmem bu farkındalık beni hangi yola iletir. Bilirim küçük şeyler önemlidir. Şimdi bana bu farkındalık küçük gelse de belki resmin tamamına bakmama sebep olur. Yine de halim yok yürümeye. Koskoca yerküre de kalbimi sığdırdığım bir yer yok. Bilmiyorum belki hüznü seviyorum. Kendimle konuşmayı , çiçeklerle uğraşmayı, beni dinlediğinden emin olduğum gökyüzüyle konuşmayı... Hani bazen için kıpır kıpır olur, heyecanlı heyecanlı anlatırsın, sonra hemen pişman olursun konuştuğuna. Bilirsin duyulmadığını. Sen iyisi mi konuşma, içindeki dünya da kal...